Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Din adamı Angel Angelov: Tanrı insanın mahiyetini yüceltip ebediyete kavuşturdu

Photo: BGNES

Bugün birbirine "İsa dirildi!" diye selam veren Hristiyanlar'in kalpleri kendini feda eden Kurtarıcı kendilerine ebedi hayat yolunu gösterdiği için büyük sevinçle doluyor. Çünkü acı umut halini alınca ölümü bile mağlüp eder.

Başkentte bulunan "Azize Sofia" kilisesinden din adamı Angel Angelov, radyomuza konuşurken Aziz İriney Lionski'ye atıfta bulunarak "Tanrı'mız biz de Tanrı oğulları olalım diye dünyaya geldi" sözlerini kullandı.

Kutsal Diriliş'in gizemi ile Tanrı, insanın mizacını yücelterek daha ilk başta sahip olduğu bir şey olan ebediyete yeniden kavuşturur.

“Daha antik felsefede insanın ruhunun ölümsüzlüğüne olan inancı çok net bir şekilde ifade edilir. Hazreti İsa'nın dirilişi, insanlığı bu edebiyete hazırlamakatadır. Kutsal Diriliş'ten bunca yıl sonra günümüzde de bu eylemin sırf ruhsal edebiyet değil, maddi yanımız da dahil bütünsel edebiyetle ilgili olduğunu idrak etmekte zorlanıyoruz" şeklinde konuştu din adamı.

Angel Angelov

Kimi insanlar daha gençken ebediyetin çağrısını duyarken kimileri ancak bu dünyada var olan her şeyin fani olduğuna ikna olunca ölümsüzlüğe doğru yol alır.

Din adamı Angel Angelov'a göre erken veya geç Diriliş anlayışına ve Hazreti İsa'nın bize verdiği gerçek ve temiz inanca ermek önemlidir. Gidilen yolda çekilen çilelerden korkmayan, Tanrı ile güçlü ve temiz bağı olanlar Tanrı'nın rahmetine kavuşur.


“Sınama hiçbir zaman ceza değildir, diyor din adamı Agel Angelov. Tanrı'yı bu dünyada yaptığımız her şey için bizi cezalandıran bir nevi yargıç olarak görmemek lazım. Sınır tanımayan bu sevgi cezalandıramaz. Fakat kendi irademiz olduğu için Tanrı'nın korumasından çıkıp  yakışıksız şeyler yaptığımız anlar da var. O zaman üstümüze çöken sınamalar, ceza değil, kendi gücümüze olan inancı pekiştirmenin yoludur. Her sınama sonrasında her birimizin inancı kat be kat güçlenir".


Günümüzde insanlık koronavirüs pandemisi gibi bir sınamadan geçmekte. Bu konuda Angel Angelov şöyle konuştu: "Bizim ne olduğumuz, dünyanın ne olduğu ve dünyada ne aramamız gerektiğini anlamalıyız, çünkü son dönemde kendimizi tamamen maddiyata kaptırarak var olan diğer hiçbir şeyi umursamaz olmuştuk. "

Sözlerine göre salgın musibeti herkesin ayılıp bilinçlenmesine vesile olup "bu harika İsa inancı ile" dolmamıza imkan sağlıyor.

Daha mütevazi, daha inançlı ve merhametli insanlar olduk mu sorusu üzerine din adamı şu cevabı verdi:

"Evet, iyi olan vasıflarımızı her zaman göstermiyoruz, fakat çoğu halde gerçekten iyi olduğumuzu düşünüyorum. Birçok insanın pandemi döneminde gösterdiği empati bize yol gösteren şey haline geldi."

Diriliş mucizesi her gün her kalpte cereyan eder.


Havari Pavlos'a göre Kutsal Diriliş Hristiyanlık'ın en harika yortusudur.
"İsa dirilmediyse inancımız boş, biz ise hala günahlar içindeyiz, diyor din adamı. Her Hristiyan'ın dindaş kardeşlerine "İsa dirildi" sözleri ile verdiği selam ve yanıt olarak söylenen "Hakikaten dirildi" cümlesi, dünyadaki hayatımızı anlamlandırıyor. Çünkü ölümü gönüllü olarak kabul eden Tanrı, insanın mahiyetini yücelterek ebediyete kavuşturdu".

Fotoğraflar: BGNES

Çeviri: Tanya Blagova



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Hayır Zamanı Ramazan-ı Şerif

Ramazan ayı, farklı özellikleriyle insanın şahsî hayatına ve genel anlamda toplumun hayatına güzellikler taşımaktadır. Günümüz insanı genellikle bir şeyi değerlendirirken maddî ölçülerle, parasal değeriyle ele almaktadır. Bu da bazen insanı..

Eklenme 29.03.2024 14:05

Bulgaristan’ın NATO’ya üye oluşunun 20. yılı

Bulgaristan’ın NATO’ya kabul edilmesi üzerinden 20 yıl geçti. NATO’ya katılma kararınının bir kez daha alınması gerekirse bugün itibari ile ülke vatandaşlarının yüzde 56’sı İttifak üyeliğine “evet”, yüzde 28’i ise “hayır” oyu kullanacak. Buna dair..

Eklenme 29.03.2024 04:30
Rahip Aleksandır Çıkırık

Rahip Aleksandır Çıkırık’ın Edirne’deki çalışmaları meyvelerini veriyor

Balkan harbinin (1912-1913) patlak vermesinden önce, dönemin Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı'nın verilerine göre Trakya bölgesinde 410.724'lük bir Bulgar nüfusu vardı. Edirne Kalesi'nin 26 Mart 1913'te ele geçirilmesiyle Bulgar nüfusun yaşadığı..

Eklenme 28.03.2024 06:10