Turizm, acı hatıraları ve duyguları çağrıştıran kasvetli bir yolculuk olabilir mi? Eski, terk edilmiş fabrikalar, idari binalar, hastaneler, kiliseler ve hatta ıssızlaşan kimsesiz hayalet köylere olan büyük ilgide cevabı bulacaksınız. Bunları arayanlar için Bulgaristan bir altın maden ocağı sayılır. Dark tourism - karanlık, hüzünlü, kasvetli turizm sosyalizm döneminden kalan bakımsız ve dökülen, yıkılan harap binalar, stadyumlar, okullar yabancı sitelerin ön saflarında yer alması tesadüf değildir. Ve istatistiklere dahil edilmemelerine rağmen, çoğu sırt çantalı birçok genç buraya tek bir amaçla geliyor - hüzün ve unutulmuş bir dünyanın ayak izlerini takip etmek.
Bulgaristan'da bu tür turizm için 5 teklifimize bakın:
Buzluca Anıtı
Kuşkusuz bu, ülkemizde sosyalist dönemin en önemli simgesidir. "Dünyanın en güzel terk edilmiş 33 yeri" uluslararası sıralamasında yer almakta ve her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. Bu betondan Parti evi 1981'de inşa edildi ve70 metrelik bir pilonun tepesinde yıldızlara daha yakın olma fikriyle 2 dev kırmızı beş köşeli yıldız parlıyor. Günümüzde bir dağ zirvesinde bir UFO / tanınmayan uçan nesne)/ gibi konmuştur. Bir uluslararası proje tarafından restore edilme beklentisiyle yıkılıyor.Bu yüzden, onu restore edilip "sosyalleşmeden" önce işte bugünkü haliyle görmek için acele edin!
Persin adasındaki toplama kampı
Komünizm sırasında, (resmi olmayan verilere göre) 8 000'den fazla yurttaşımız, ki çoğunluğu aydın kişiler Tuna adası Persin'deki bir toplama kampında öldürüldü.Kişisel olarak Stalin tarafından bağışlanan bir ponton köprü, Belene kasabasının kıyılarını adaya bağlıyor. Eski portal yeniden yapıldı. Maksim Gorki'nin sözleri yazılı. Önde "İnsan gurur demektir" ve arkada - "Düşman teslim olmazsa yok edilir!" yazıyor. Gerçekten de gardiyanlar, binlerce "halk ve parti düşmanı" ilan edilen - doktorlar, avukatlar, yazarlari amansızca öldürmüş. Anıt kompleksi inşa etme projesi var. Turistler için açıktır.
Jrebçevo barajındaki batık kilise
Bulgaristan'da irili ufaklı 3.000'e yakın baraj var ve bunların hepsi sosyalist dönemde inşa edilmiş. Güzel mimariye ve zengin tarihe sahip yüzlerce Bulgar yerleşim yeri sular altında kalmıştır., yok edilmiştir. Bunlardan biri, muhteşem “Az. İvan Rilski” kilisesi ve Zapalnya köyü. Gül Vadisi'nin bu güzel parçası, bugün sadece uzaktan hayalet bir gemiye benziyor.
Brezovo kasabası yakınlarındaki mermer göl
Rengi açık mavi-yeşilimsi bir renk tonuna sahip ve su cam gibi düzdür. Ama bu doğal bir su kaynağı değiğldir. Sredna Gora'da bulunan göl, zamanla yağmurla dolan, doğal olarak filtrelenmiş kristal berraklığındaki sularla dolan sosyalist zamanından zamanından kalan terk edilmiş bir mermer ocağıdır. Derinliği 20 m'ye ulaşıyor, burası karanlık turizm sevenler ve sıra dışı manzara arayanlar için bir mıknatıs. Suya girmek, yıkanmak kesinlikle yasaktır ama bu, meraklıların kendilerini mermer teraslardan suya atmalarına engel olamıyor. Dalgıçlar ise yasal olarak burasını eğitim için kullanırlar.
Gorno Lukovo Köyü
Ülkemiz bu tür dark turizmin hayranları için gerçek hazineler sunuyor. Bunlar, “Uyuyan Güzel” masalındaki gibi yabani otlar ve sarmaşıklarla dolu, yıkık kiliseleri ve eski taş evleri olan yüzlerce ıssız köy. Böyle büyülü bir yer, Doğu Rodoplar'daki sınıra çok yakon Gorno Lukovo köyüdür. İnsanlar geçim kaynağı ve daha iyi bir yaşam arayışında yakındaki şehirlere göç ettiğinde, köy daha sosyalizm zamanında ıssızlaşmaya başladı. Günümüzde, fotoğrafçılar ve melankolik ruhlar, bu inanılmaz güzel, zaman içinde donmuş gibi turist incisine hayran olmak için buraya geliyorlar.
Fotoğraflar: Veneta Nikolova“Nova” TV’ye konuşan Turizm Bakanı Evtim Miloshev , “Önümüzdeki kış sezonunda Bulgaristan'a 2 milyondan fazla yabancı turistin gelmesi bekleniyor” dedi. Bir günlük ve transit geçişler de dahil olmak üzere, toplam yabancı ziyaret sayısının..
Nikopol (bir zamanlar Niğbolu) kentini “Asırların şehri” olarak adlandırıyorlar. Roma İmperatoru Marc Avrelius döneminde 169. yılında, yani 2. yüzyılda ortaya çıkan kent, 629 yılında Bizans İmperatoru Nikifor 3. Foka tarafından ele geçiriliyor...
Doğu Rodoplar’ın büklümlerinde saklı olan Pçelarovo köyünde anlatılan rivayete göre eskiden bölgede bulunan asırlık meşe ormanları ve ceviz ağaçlarının kovuklarında yaban arıları kendilerine yuva yaparmış. Köyün adından da anlaşılacağı üzere..