Dulovo’ya bağlı Pravda köyünden sadık dinleyicimiz, yıllardan beri bizi takip eden, arayan, yöredeki ziyaretlerimizde bizi görmeye gelen, Sofya’daki redaksiyonumuzda misafirimiz olan Naciye Mehmet Aliş, çok acı, sevgi ve minnettarlık dolu bir mektup yazdı.
Covid- 19 hastalığının ciddiyeti, umudun gücü, doktorların çabası, torun sevgisinin kuvveti ve mutluluğu ile tam bir “acısıyla tatlısıyla hayat” örneği.
Aynen aktarıyoruz:
“Merhabalar, Bulgaristan Radyosu sunucuları. İlk önce sizlere sağlık, mutluluk ve neşeli günler diliyorum. Sağlık olmazsa iş kötü demektir.
Ben Pravda köyünden Naciye Aliş. Ben de derdimi sizlerle paylaşmak istedim.
15 Şubatta hasta oldum. Doktora gittim, derdimi anlattım. Muayene etti, seni koronavirüs tutmuş dedi. Hastaneye gitmen lazım dedi. “Ben razı kalmadım, orada insanlar ölüyor” dedim. Evde tedavi oldum, hiçbir fayda olmadı. Çok öksürük vardı ve soluk alamadım. Ayağa kalkıp bir adım atamadım. 2 ay böyle geçti. Yine doktora gittim. Silistra’ya Covid yerine gittim ama nasıl ağır durumda gittim! Çok iyi baktılar ama iyileşemedim. Aynı durumda eve geldim. Birkaç gün sonra daha kötü oldum. Silistra’da benim doktorum var. Doktor Andreeva’ya gittim. O bana baktı, anında Dulovo hastanesine gönderdi. 3. kat kalp ve ciğer bölümüne. Orada doktor Nuri ve hemşire Gönül kabul ettiler. Derdime biraz da olsa fayda ettiler.
Bu Covid nasıl bir hastalıkmış 4 ay bitti daha kendime gelemiyorum!!!
Hastaneden çıkacağım gün geldi.
Benim yeleğimde bir znaçka (rozet) var takılı. Onu gördüler ve sordular. Ben de dedim, “Ben Sofya Radyosunun üyesiyim.”Bravo dediler, olabilirse bizi de selamlar mısın dediler. Ben de tamam dedim.
Sizleri sevdiğim bu rozetten belli. 10 seneyi geçti hep yakamda. Sizleri çok seviyorum.
Bu isteğimi yerine getirirseniz memnun olurum. Dr. Nuri’yi, yardımcısı Gönül’ü, bütün hemşireleri ve hizmetçileri selamlarsanız çok mutlu olurum. Silistra’dan Dr. Andreeva’yı da candan yürekten selamlıyorum.
Benim torunum 1. sınıfı bitirdi. Adı Eylen. Bir Haziran’da resim çizmeye gitti. Çok mutluydu. Ben de onu candan, yürekten seviyorum, onu da selamlıyorum. Okulunda çok başarılı! 3 gramota’sı (başarı belgesi) var. Bir de altın madalya aldı, iki de masal kitabı aldı. Eylen’e sağlıklı günler üstün başarılar dilerim.
Öğretmenleri unutmayalım, sınıf öğretmeni Gülten, Necmiye ve Endegül.
Mektubun devamında başka bir el yazısı var, bakalım kim ne yazmış?
“Benim adım Eylen. Birinci sınıfı bitirdim. Türkçe okuyabiliyor ve yazabiliyorum. Sizleri çok seviyorum. Hoşça kalım! Öptüm sizi!”
Not: Mektubunun orijinal metnidir
Naciye Abla’nın tekrar hastanede olduğunu öğrendik. Bir an önce sağlığına kavuşması için ekip olarak duacıyız. BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde onun yeri çok özel!
Derleyen: Bedriye Haliz
Fotolar: Sevda Dükkancı
“Kültür Başkentimizde” keyifli yolculuğun ikinci bölümüne hoş geldiniz! Son olarak Roma Stadyumu önünde kalmıştık. Medeniyetler beşiği şehrin 2. ve 3. asır antik dönem kalıntıları üzerindeki meydanda bir de minare yükseliyor. Dönemin..
Ülkedeki çocuklarda balık tüketme alışkanlığı yok. Her beş çocuktan biri balık yemiyor. Balık tüketmek, mutfak geleneğinin bir parçası değildir. Okullu çocukların beslenme alışkanlıklarına dair ulusal çapta düzenlenen temsili araştırma dan..
Tütün üreticileri bu yıl iyi rekolte alsa da alım kampanyası start almak üzereyken gözleri, sektördeki problemlerin masaya yatırılacağı Tütün Danışma Kurulu toplantısında. 2023 olduğu gibi şimdi 2024 yılı da olmak üzere arka arkaya ikinci..
Yaşadığı yerin kültürel ve dini zenginliğini temsil eden, barış ve sevgi mesajlarını resim ve yazılarıyla duyuran bir kızla tanışacağız- Dilek Yüksel...