Ciddi enerji, sosyal ve ekonomik kriz bağlamında Bulgaristan’da yeniden düşük karbonlu ekonomiye geçiş yolunda “Fit for 55” Yeşil Enerji Paketi’nin uygulanmasından bahsedilmeye başlandı. Avrupa’da yakıt tedariklerinde en bağımlı ülke olarak Bulgaristan böyle bir geçişe ne kadar hazır sorusu da muamma.
Ülkede enerji kaynaklarının bağımsızığı toplamında %50’si kömür ve termik santrallerden sağlanıyor.
Bulgaristan yeşil enerjiye geçişte özellikle en hassas gruplara da adil davranarak ne tür önlemler alacak?
İklim Konularından Sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Çevre Bakanı Borislav Sandov Bulgaristan Radyosuna bilgi verdi:
“Bu konu bütün sektörleri ilgilendiriyor. Avrupa mevzuatı dosyalarından, enerjide adil bir geçişe kadar ve 2,5 milyar avro değerinde geçiş fonu kaynaklarını kullanıncaya kadar geniş bir yelpazeye kapsamaktadır. Bu kaynaklar kömür bölgelerinde çevre, sosyal ve ekonomik ortamı iyileştirmek için yardımcı olacak. Bazı yerlerde yakılan çöplere müdahale edilecek ve böylece zararlı gazların salınımı önlenecek”.
Enerji kaynakları seçiminde vatandaşların çok azı onun ne kadar temiz olduğu ile ilgileniyor.
Hele de fiziksel hayatta kalma mücadelesi yürüten bir kişi, kullandığı ısının ve enerjinin ne kadar temiz, ne kadar zararlı olduğu konusunu pek umursamıyor. Katı yasaklara rağmen, özellikle Romanlar kış aylarında bazı atıklarla ısınıyor ve bunun önüne geçilemiyor.
Ukrayna’daki savaş ve Avrupa’ya doğalgaz tedariklerinin durdurulmasıyla önümüzdeki kış ayların için tahminler hiç de iyimser değil.
Enflasyon da aldı başını gidiyor ve durum iç açıcı değil.
“Enerji üretiminde çok az doğalgaz kullanıyoruz. Sofya ve daha birkaç büyük şehirde kış aylarında merkezi ısıda gaz kullanılıyor. O zamana kadar durdurulan tedariklere çare bulacağımıza inanıyorum. Aslında mevcut durum, yer altı kaynaklarından kurtularak, yeşil enerjiye geçmekte acele etmemiz gerektiğini gösteriyor.
Kömür ve gaz gibi yakıtlar çevreye zararlı olduğu kadar, tedariklerde başka ülkelere bağlılığı olan devletlerin enerji güvenliğini de tehdit ediyor. O yüzden kaynak olarak ücretsiz olan Hidro Elektrik Santrallere ağırlık vermeliyiz. Bunlar su, güneş, jeotermal kaynaklar ve fotovoltaik güneş panelleri gibi enerji kaynaklarıdır”.
Güneş panelleri tarım arazileri veya meralar üzerinde olumlu etki yaratıyor. İşte bu yüzden fotovoltaik teknolojilerinin bu etkisi ekilir topraklar üzerine onların kurulmasına karşı itirazları önleyebilir.
“Şu an önde gelen sektörlerden biri tarım arazilerine kurulan güneş panelleri sektörüdür. Toprağın bir metre kadar üzerine kurulursa, meralarda daha iyi otlama ve ot yetiştirme imkanı sağlayacaklar.
Bir çok yerde tek tarım ürünü ekildiği veya çok kimyasal gübre atıldığı için toprağın verimsizleştiği araziler var. Böyle arazilere güneş panelleri yerleştirilirse, toprağa nemin ve verimin geri döndüğü kanıtlandı. Bu fotovoltaikler toprağın biraz dinlenmesine yol açtığı için, toprak da “kendine gelme” zamanı buluyor”.
Asıl geri dönüşebilir enerjinin artan elektrik enerji ihtiyacını karşılayabilir mi sorusu gündemi meşgul ediyor.
Önümüzdeki yıllarda elektrikli otomobillerin kullanımı mutlaka artacaktır. O yüzden elektrik ihtiyacı gittikçe yükselecek. Yeşil enerjiye alternatif olmadığı da doğru, fakat ek kaynaklar ve Hidro Elektrik Santrallerini dengeleyecek ek elektrik kaynak güçleri oluşturulmazsa, enerji bağımsızlığı elde edilemez.
Foto: BGNES, Facebook /Borislav Sandov
Çeviri: Sevda Dükkancı
Avrupa Komisyonu tarafından Atina’da düzenlenen /REPowerEU Diversification Workshop/ REPowerEU Çeşitlendirme Çalıştayı ’nda konuşan geçici hükümette Enerji Bakanı Vladimir Malinov , “Bulgaristan'ın ortak hissedarı olduğu Aleksandrupolis..
Eylül ayında ülkedeki iş ortamına ilişkin genel gösterge, sanayideki olumsuz değerlendirmelerin etkisiyle Ağustos ayına nazaran 1 puan geriledi. Ulusal İstatistik Enstitüsü NSİ , söz konusu göstergenin sektörde 5,2 puan düşerken yöneticiler..
“Deloitte” uluslararası danışma şirketinin son küresl endeksine göre, her 1000 Bulgaristan vatandaşına 668 konut düşmektedir. Bulgaristan, kişi başına en fazla konut sahibi olan ülkeler arasında Avrupa’da birinci yerde. Bu da ülke emlak piyasasında..