Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

“Ninemin Tarifleri”nden mis kokulu Paskalya çöreği

Photo: Facebook/ Ninemin Tarifleri

Paskalya Yoğurtusu arifesinde, şef Penö Ivanov ve "Gelenek Koruyucuları" Vakfı tarafından düzenlenen geleneksel "Ninemin Tarifleri" çocuk resim yarışması çerçevesinde  Bulgaristan'ın dört bir yanından çocukların toplayıp gönderdikleri gerçek mutfak keşiflerini sergiliyor.

Aslında, bu fikir, şef Penö Ivanov'un ailenin en büyüğü olan ninenin, bütün aileyi bir sofraya toplamayı başardığı çeşitli yemek tariflerini çocuklardan almaya başlayınca doğdu.

Bu yıl da jüriye öğretmenler, Ulusal Sanat Akademisi'nden öğretim görevlileri ve gazeteciler katıldı.

Ve "Ninemin Tarifleri" adlı çocuk resim yarışmasının temelinde, ataların hatırası ve eski Bulgar geleneklerinin korunması fikri yattığı için Paskalya arifesinde ekmek konusu işlendi.

Şef Penö Ivanov, "Kozunak, yani Paskalya çöreği, söz konusu olunca, ister sodalı ekmekten ister poğaçadan farklı olsun, bu, bir tür ritüel ekmektir" dedi ve şöyle devam etti:

„Bu bakımdan, insanın ekmek yapması çok faydalıdır. Herkes hayatında en az bir kez ekmek yoğurmalıdır. Bu bir ritüel. Bunu, geçen asrın 90'lı yılların başında benim hayatımda çok özel yere sahip olan bir ustayla tanıştığımda öğrendim. “İnsan ekmek gibidir” derdi. “Kişinin psikolojisini, düşüncesini bilirsen daha iyi bir fırıncı olabilirsin.”

Eskiden ekmekler, büyük ekmek teknelerinde yapılırdı, hamur bütün gece orada bekletilirdi ve bu da, ekmeğin güzel mayalanmasına  yardımcı olurdu, çünkü bu, yavaş bir süreçtir. Aslında mayalanma, kosunağın, yani Paskalya çöreğinin mis gibi güzel tadının sırrıdır.”

Şef Penö Ivanov, "Ninemin Tarifleri" yarışması için mektuplarda aldığı tüm tarifler arasında en çok eski geleneksel Bulgar yemeklerine değer veriyor.

„Çünkü bir zamanlar yemekler, malzemeler ve hazırlama teknolojisi açısından çok basitti. En zenginler arasında olmayan, ancak mevcut birkaç ürünü farklı şekilde zengin bir çeşitlilik elde etmek için birleştiren yaşlı insanlara hayranım. Benim de,Sviştov bölgesine ait en sevdiğim tarifim var. Ve "Ninemin Tarifleri" söz konusu olduğunda hep bundan bahsediyorum. Orada bir nine mısır unundan helva yapmayı gösterdi ve bu yıl yarışmaya benzer bir tarif gönderildi. Bu beni çok mutlu etti çünkü geleneğin yaşatıldığını ve ailelerde yaşatıldığını gösteriyor. 

Bu yıl yarışmaya gelen tarifler arasında eğlenceli bulduğum şey, "Kozunak bez boy", yani tahtaya vurmadan yapılan Paskalya çöreğidir. Anlaşılan, birisi kozunağın kabarması için, masanın üzerindeki hamuru dövmekten çoktan bıkmış gibi görünüyor. Bu yüzden kendine has  "vurma yok" teknolojisini yapmış. Masada hamurun dövülmesinin tahıldaki nişastayı, unlu mamullerin kalitesini ve tadını etkilediğine dair bir teori var. Ne kadar objektif olduğu başka bir konu,  çünkü bilimde bu faydası kanıtlanmamıştır. Hiç şüphesiz Bulgar halkı bilgedir, topraklarımızdan geçen birçok kabile ve milletten gelenekleri de miras almıştır.

Çeviri: Şevkiye Çakır

Foto: Facebook / "Ninemin Tarifleri"




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

İliya Grigorov (sağ üstte) ve Yane Vasilev Яне Василев (sağ altta).

Sofya yakınında vinil gramafon plak üreten fabrika açılacak

1994 yılında “Balkanton”un kapatılmasından sonra Bulgaristan ’ da gramofon plağı üretilmedi, ancak bu durum 2025 yılında değişecek . BTA’ya konuşan İliya Grigorov, ülkede ilk vinil fabrikasının açılacağını ve Balkanlar’daki türünün tek örneği..

Eklenme 27.12.2024 11:06
Kiril Mariçkov

Sofya’da yeni açılacak okuma evi Kiril Mariçkov’un adını taşıyacak

Bulgaristan Ulusal Radyosu BNR’ye konuşan “More ot Lübov” (Aşk Denizi) programının sunucusu, “ Nataliya Simeonova ” Vakfı’nın, Bulgar rock müziğinin efsane ismi Kiril Mariçkov’un adını taşıyacak bir okuma evi tescili için belgeler sundu ğunu duyurdu...

Eklenme 25.12.2024 15:18

Heykeltıraş Yusein Yusuf ormandaki bir çeşmeyi galeriye dönüştürdü

Rodoplar’da Momçilgrad’ın Konçe köyü yakınlarında, yol kenarındaki çeşmeyi görenler, onu ormanın ortasında bir sanat galerisine benzetiyor. Yusein Yusuf’un babası 1885 yılında çeşmenin yapımına başladı, bir sene sonra vefat ettikten sonra ise inşaat..

Eklenme 22.12.2024 08:10