Petya İlieva’nın resimleri o kadar çok ülkede gösterildi ki, onları sıralamak yerine estetik tuvallerinin gösterilmediği ülkeleri saymak daha kolay. Yetenekli sanatçı, uzak Antarktika da dahil olmak üzere 6 kıtada 50’ye yakın ülkede Bulgaristan’ın güzelliğini gözler önüne serdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da, sanatçının eserlerinden birine sahip.
Küçük yaşlarda resme başlayan Petya ilk büyük ödüllerinden birini daha 9 yaşındayken aldı. Sanatçı Sofya’daki “İliya Petrov” Ulusal Sanat Lisesinden mezun olduktan sonra, doğum yeri Veliko Tırnovo’da “Az. Az. Kiril ve Metodiy” Üniversitesinde “Resim ve Estetik” Bölümünü tamamladı. Ardından Viyana’da “Duvar Resimleri Restorasyonu” bölümünde uzmanlaştı ve 1995 ile 2010 yılları arasında 8 büyük projede yer aldı. Petya İlieva Bulgaristan Radyosu’na verdiği özel röportajda şunları paylaştı:
“Fırçamla Viyana'daki iki Katolik kilisesinin duvar resimlerine dokunmuş olmam heyecan verici ama en unutulmazı Klamm Kalesi’nde geçirdiğim beş ay. Orada hocam, Prof. Fastl ile birlikte, kaleye elektrik verildiğinde mühürlenmiş olan freskleri ortaya çıkarıyorduk. Kale, 1149 yılında inşa edilmiş ve 1581 yılında Klamm ailesi tarafından satın alınmıştır. Orada, küçük Mozart’ın çaldığı ayrı bir aile konser salonu var. Birkaç yıl önce, Mozart’ın çaldığı orijinal klavsenin ve otantik virtüöz kostümü ile peruk giymiş bir mankenin yanı sıra, restore edip koruduğumuz duvar resimlerinin de bulunduğu odanın tamamlanmış halini görmeye gittim” diye anlattı Petya İlieva.
Ressamın tuvalleri, Bulgaristan’ın tüm bölgelerinden Bulgaristan’a özgü işlemelerin ve halk motiflerinin büyüleyici renkleriyle parlayarak, sanatçının adeta bir markası oldu. Petya İlieva neden bu motifleri kullandığını şöyle anlattı:
“Doğam gereği her zaman benzersiz bir şey ararım, yani benden önce kimsenin yapmadığı bir şey. 2012 yılı Avrupa Sürdürülebilir Enerji Yılı olarak kaydedildi. UNESCO’nun himayesinde düzenlenen uluslararası sanatçılar toplantısında Bulgaristan’ı temsil ettim ve halkımızı yüzyıllar boyunca koruyan bu sürdürülebilir enerjinin örneklerini ve sembollerini aradım ve folklor motiflerine böyle ulaştım. Ülkemiz hakkında hiçbir şey bilinmeyen yerlerde ülkemizi tanıttım ve amacıma ulaştığım için mutluyum.”
Dr. İlieva, bu çalışmalarını uzun vadeli girişime dönüştürdü. 2019 yılında Bulgaristan’daki diplomatik temsilciliklerin de dahil olduğu “Art4Diplomacy” (Diplomasi Sanatı) aldı büyük ölçekli proje başlattı. Bu sayede Petya, yabancıları Bulgar kültürüyle, Bulgaristan vatandaşlarını da yabancı kültürün güzelliğiyle tanıştırıyor.
Sanatçı devamında şunları paylaştı:“Bu proje çerçevesinde çalışmalar, Sofya’da halka açık birçok noktada görülebileceği gibi, Havana’da da görülebilir. Küba’daki Bulgaristan Büyükelçiliği’nin girişimiyle, sokak sanatı projemle birlikte, başkentin iki merkezi yaya caddesindeki elektrik dağıtım kutularını geleneksel Bulgar ve Küba motifleriyle süsleyen sergi düzenledik” dedi ressam.
Petya İlieva, Bulgar kültürünü her yerde yayma misyonunu bıkmadan, yorulmadan sürdürüyor, insanlara ülkemiz hakkında internette bulamayacakları ilginç şeyleri tanıtıyor ve böylece Bulgaristan’ı ziyaret etme arzularını uyandırıyor. Eserleri ise onu Bulgar kültürünün dünya elçisine dönüştürüyor.
Petya İlieva, röportajın sonunda şunları belirtti:
“Sunumlardan uzun bir süre sonra insanlar bana yazıyor ve kısa süreliğine de olsa onları Bulgaristan’ın enerjisi ile bir şekilde tanıştırdığım ve şarj ettiğim için izlenimlerini şükranla paylaşıyorlar” dedi yetenekli sanatçı Petya İlieva.
Fotoğraflar: özel arşiv
Türkçesi: Bedriye Haliz
Bulgaristan’ın en sevilen ses sanatçılarından olan Silviya Katsarova 70. doğum gününü NDK- Kültür Sarayında muazzam bir konserle kutladı. Sanatçı sık- sık BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde radyomuzla ile bağlantılarından bahsederken, 2020 yılında..
27 yıl önce, ülkemizde yaşanan sosyal ve ekonomik istikrarsızlık ve dağcılık tutkusu, Konstantin Zlatev’i bir hayalini gerçekleştirmeye sevk etti. Genç adam sırt çantasını takıp, cebinde yaklaşık 3000 dolarla California’daki Yosemite Ulusal Parkı’nın..
Anabell Casaboff , Arjantin’te dedelerinin dilini konuşmayan, ancak Bulgaristan’ın hala günlük hayatlarının bir parçası olduğu binlerce Bulgarın torunlarından biri. Klasik bale öğretmenliği yapan baleci Anabell, aynı zamanda Buenos Aires’teki “Tangra”..