Hatta kararda, Roman kökenli çocukların ayrı okullarda tecrit edilmesine ilişkin endişe verici süreçlerin üstesinden gelinmesine yönelik bir sonuç alınamaması halinde Avrupa fonlarının askıya alınması çağrısı da yapılıyor.
Avrupa Parlamentosu, Roman çocukların okuduğu okulların kapasitelerinin çoğu zaman yetersiz olmasını ve eğitim kalitesinin düşük olmasını kınamaktadır. Avrupa Birliği Uyum ve Reformlardan Sorumlu Komisyon Üyesi Elisa Ferreira şunları belirtti:
" Son yıllarda eğitimde ayrımcılık açısından durum daha da kötüleşti. Avrupa Komisyonu, Roman karşıtlığı da dahil olmak üzere her türlü ayrımcılığı, ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını şiddetle kınıyor. Ayrımcılığı ortadan kaldırmaya ve ayrımcılık ve dışlamayla mücadele etmeye kararlıyız. Avrupa Birliği'nin 2020-2030 dönemi için Romanlara yönelik stratejik çerçevesi ana hedefini belirliyor- kaliteli, kapsayıcı ve genel eğitime etkin ve eşit erişimin arttırılması.Amaç, 2030 yılına kadar ayrı okullarda okuyan Roman çocukların oranının en az yarı yarıya azaltılmasıdır.”
Bu yıl Avrupa Komisyonu, Roman çocukların okullarda ayrımcılığa uğramasıyla mücadele edememesi nedeniyle Slovakya'ya dava açacağını duyurdu. Bulgaristan, benzer bir önlemle karşı karşıya değil, ancak Roman çocuklarına yönelik ayrımcılığın üstesinden gelmede ciddi sorunlarla karşı karşıya.
Okul Öncesi ve Okul Eğitimi Yasası, etnik açıdan karma okullarda ayrı sınıfları ve anaokullarında ayrı grupları yasaklıyor,ancak yasama organı, Roman sivil toplum sektörünün birden fazla okulun bulunduğu ve etnik açıdan karışık nüfusa sahip yerleşim yerlerinde okulların ayrı tutulması yönünde talep ettiği yasağı kabul etmedi. Romanların Bulgaristan toplumuna eşit entegrasyonu için çalışan önde gelen Roman örgütü "Amalipe"Etnik Gruplar Arası Diyalog ve Hoşgörü Merkezi başkanı Deyan Kolev BNR’ konuşurken, ülkemizde bu aşamada, okulların neredeyse yarısının savunmasız gruplardan oluştuğunu belirtti:
“ En son verilerimiz ayrı olan162 ortaokula ilişkindir, bunlardan 120'si neredeyse %100 ayrı ve geri kalanı da ayrılma sürecindedir. Gördüğünüz gibi, çok sayıda ayrı okulla ilgili çok endişe verici bir tablo, çünkü 20 yıl önce, sivil sektör ve Eğitim Bakanlığı'nın ayrımcılığı kaldırma çabaları başladığında, ayrı okulların haritası yaklaşık 60 ayrı okulu içeriyordu, şimdi ise ayrı okul sayısı en az üç kat daha fazla.
Bunun temel olarak iki nedeni var: Bunlardan biri, uygulamada değişmeyen, pek çok Roman mahallesinde anlaşılır bir şekilde yalnızca Roman çocukların gittiği okulların bulunmasıdır. Bu tablo son yıllarda değişmedi, ancak olumlu bir yönde değişim yaşandı, bu okullardaki çocuk sayısı giderek azalıyor, çünkü giderek daha fazla Roman ebeveyn, ayrı mahallelerde yaşamalarına rağmen çocuklarını bu mahallelerin dışındakiokullara kaydettirmeyi tercih ediyor. Ancak ayrı okulların sayısını artıran bir diğer önemli neden ise, mahallelerin dışında ama onlara yakın okullarda Roman çocukların oranı %20-25'i aşmaya başlayınca Bulgar velilerin çocuklarını bu okullardan çekmeleri ve yavaş yavaş ikincil olarak ayrılmış hale gelmesidir.“
Altı yıl önce Bulgaristan, eğitim sisteminin dışına çıkmanın önlenmesi amacıyla okul öncesi ve okul eğitim sistemindeki öğrencilerin kapsanması ve tutulması çalışmalarında devlet ve belediye yetkililerini birleştiren kurumlar arası bir mekanizma hazırladı.
O dönemde Eğitim Bakanı görevini yürüten, şu anda ise Meclis Eğitim ve Bilim Komisyonu Başkanı Krasimir Valçev, BNR'ye verdiği röportajında, Mekanizma’nın uygulanmasındaki olumlu adımların yanı sıra birçok engele de dikkat çekti:
„Maalesef eğitime ilgisi olmayan ailelerin çocukları ile büyük bir sorunumuz var. Bunlar çoğunlukla Roman etnik grubundan çocuklarıdır, ancak sadece bu değil, aynı zamanda iki grup arasında geniş bir kesite sahibiz. Eğitime yönelik kültürel bir tutumun yeniden üretildiğini söyleyebilirim. Mekanizmayı uygulayarak çocukların okula kayıt olma açısından sonuç elde ettiğimizi söyleyebilirim, ama çok daha zor olan, çocukların günlük olarak okula gitmesini sağlamaktı.
Ne yazık ki, Covid 19 salgını bu çabaları bir nebze olsun sekteye uğrattı. Bu nedenle bakanlığı ve tüm kurumları tekrar yapmaya çağırıyoruz. 1100 kişilik bir arabulucu kadrosunun oluşturulması iyi bir adım oldu. Covid sırasında paha biçilmez işler yaptılar, ama sadece bu değil, bunlar Roman topluluklarından olup çocukları okula katılmaya motive eden insanlardır. Roman kökenli bu çocuklara ulaşmada sıkıntılarımız var ama olumlu sonuçları da var. UNİCEF ve Sosyal Alternatif Vakfı'nın 2 yıl önce yayınladığı rapor, son 10-15 yılda Roman topluluklarında modernleşme süreçlerinin yaşandığını gösteriyor. Onlar yetersizdir, geç kalmışlar, düzensizdir, bir yerlerde daha fazladır, bir yerlerde daha azdırlar, ama bir gerçektir. Bu,15 yıl öncesine kıyasla çok daha büyük bir yüzdesinin hâlihazırda çalışmakta olduğu demektir. Tamamen ekonomik yaşam kalıplarına giriyorlar ve çocuklarının okumasını, eğitim yoluyla iyi yaşamasını istiyorlar.
Modern öncesi modeller, çocuğun eğitimine ve geleceğine yönelik yeterli özeni ve sorumluluğu göstermeden, size bakmak amacıyla daha fazla çocuk doğurmaktan ibarettir. Ancak bu süreçler hala yetersiz. Burada eğitim sisteminin rolü çok önemlidir. Son yıllarda sistemimiz daha kapsayıcı hale gelmekle birlikte maalesef aynı zamanda daha da saldırgan hale geldi. Bu ne anlama geliyor? Daha yüksek sınıflarda zorlanan, asgari yeterliklere hakim olamayan daha fazla öğrencimiz var. Hiçbir durumda çocukları eğitim sisteminin dışında bırakmamalıyız.”
Sayın Valchev, Roman çocukların ayrımcılığa son verilmesine yönelik politikalara ne oldu, ülkemizin çabalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
„Aslında en büyük sorun ayrışmadır. Yıllardır sürüyor, ama Roman kökenli çocukların sayısı arttıkça endişe da artıyor.
Ayrı okullarda okuyan çocukların eğitimsel olarak çok daha zor entegre oluyor, asgari eğitim sonuçlarına ulaşmanın çok daha zor olduğuna dair tartışılmaz gerçeklere, analizlere ve kanıtlara sahibiz, ancak ayrı okullarda öğrenmeye ilgisizlik kültürünü yeniden üretmek çok daha kolaydır ve bunun tersi de geçerlidir, çocuklar, öğrenmeye daha motive olan diğer çocuklarla aynı okulda okuduklarında, çevrenin kendisi onları çeker, çok daha fazla sosyalleşirler ve sosyalleşmeleri ve eğitimsel olarak entegre olmaları çok daha kolaydır. Dolayısıyla ayrıştırmayı ortadan kaldırma politikası, tartışılmazdır, ancak bu politikanın hem avantajları hem de bazı sınırlamaları var.Ayrışmayı ortadan kaldırmak için bazı çocukları bir yerden başka bir yere taşımanız, onların en yakın okula erişimlerini sınırlamanız gerekiyor.
Bu, okulların daha fazla olduğu şehirlerde mümkün, ancak Roman kökenli çocukların çoğunlukta olduğu çok sayıda köyde bu mümkün değil. Ve genellikle en iyi erişim, en yakın okula erişimdir.”
Sayın Valchev, Roman çocukların okullarda ayrımcılığa uğramasının üstesinden gelmek için ne gibi ek mevzuat değişikliklerine ihtiyaç var?
„Okul Öncesi ve Okul Eğitimi Yasası’nuna bazı eklemeler yapmayı planlıyoruz, çünkü şu anda sadece sınıf ayrımının kaldırılması öngörülüyor, yani Roman kökenli çocukların tek sınıfta ayrıştırılmaması gerekiyor, ancak yasama organının iradesi okullar arasında ayrımcılığın kaldırılmasını düzenleyecek kadar ileri gitmedi.Önemli olan, ayrı okullara, öğrenci kabulünün sınırlamaya başlamasıdır. Bu çocukların belli bir yüzdeyi, örneğin yüzde 5-7'yi aşmayacak şekilde okullara dağıtılması çok önemli. İkincisi, ulaşımı sağlamak ama ondan önce çocukların yönlendirileceği okullara göre ulaşım şemasını hazırlamaktır. Ve artı, bu çocuklara ek destek gerekiyorsa sağlanmalı. Bazen küçük çocuklara eşlik edecek bir arabulucu atamak, ek finansman sağlamak ve eğitim entegrasyonunun sağlanması fikriyle bir ayrımcılığın ortadan kaldırılması politikası uygulamak gerekli olabilir.”
Roman ebeveynler, çocuklarının ayrımcılığın kaldırıldığı okullarda, eğitim görüp görmemesi konusunda hâlâ hemfikir değil.
Başkentin "Hristo Botev"Roman semtinde hazırlanan bir anket, ebeveynler arasındaki temel tutumları ortaya koyuyor:
„Burası daha sakin, okul evimizin önünde, ama eğitime yeterince önem vermiyorlar, bu beni endişelendiriyor. Çocuğumu, mahalle dışındaki bir okula göndermekten endişe duymuyorum, çünkü Bulgarların olduğu bir okulda okudum ve hiçbir sorun yaşamadım.” – diye paylaşıyor 8 yaşındaki bir çocuğun annesi.
Ancak başka bir anneye göre, bu mümkün değil: "Çocuklarımızın, Roman ve Bulgarların karıştığı başka okullarda okumak istemeleri mümkün değil, çocuklarımızın hiç şansı yok. Bütün okullarda bu böyledir, anaokullarında da böyledir. Çok fazla ayrımcılık var” dedi.
Bir baba şunları ekledi: „Her zaman böyledir, burada, "Reduta" semtindeki teknik liseye, mahallemizden çocuklar okumaya gidiyor ve onlara neler olduğu ortada. Çocuklarımız mesela üç dört tane ama izole edilmişler, ayrımcılık var. Öyle kalacak, çingene herzaman azar işitmiş bir köpek gibidir ve öyle de kalacak.”
“Amalipe” Merkezi’nden Deyan Kolev, ülkemizdeki Roman toplumundaki bu ölümcül algının aşılması için çok çaba gösterilmesi gerektiğine dikkat çekerek, ülkemizdeki kalıp yargıların kırılması ve Roman çocukların okullarda ayrımcılığa uğramasının önüne geçilmesi yönünde atılması gereken adımları şöyle sıraladı:
„Okullarda, kaliteli eğitim sürecinin desteklenmesi ve velilerle birlikte çalışılması gerekmektedir. Hem Bulgar hem de Roman ebeveynlerle çalışmanın önemli olduğunu anlamak çok önemlidir. Roman ebeveynler korkmamalı, çocuklarının okullarda iyi bir yerde olacağından emin olmalıdır. Bulgar çocukların velileriyrle birlikte çalışmak, bu süreci kabullenmek ve ikincil ayrımcılığı önlemek gerekiyor. Tabii öğretmenlerle de çok çalışmak gerekiyor. Birçoğunun Roman çocukların eğitim süreciyle baş edemedikleri, onlara yönelik standartların neredeyse daha düşük olması gerektiği yönünde kalıp yargıları, ön yargıları var. Öğretmenler, kültürlerarası eğitimi kullanmıyorlar, ancak tüm çocuklar ve ebeveynler arasında hoşgörü oluşturacak kültürlerarası eğitimin okulda tanıtılması çok önemli. Hem öğretmenleri hem de ebeveynleri olmak üzere, tüm bu grupları kapsadığımızda, adım adım her şeyin yoluna gireceğine eminim.”
Türkçesi: Şevkiye Çakır
Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini dinleyebilirsiniz.
Dünyaca ünlü keman sanatçısı ve Amsterdam Kraliyet Concergebow Orkestrası Baş Kemancısı Vesko Pantaleev – Eschkenazy, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Oy verme hakkımı kullanabiliyor ve bunu yapmamın mümkün olduğu bir yerde bulunuyorsam sandık başına..
Bulgaristan Ulusal Radyosu BNR’nin muhabiri Mariya Petrova, Edirne’de 27 Ekim seçimleri öncesi herhangi bir gerginlik yaşanmadığını ancak Bulgaristan’daki siyasi duruma ilişkin güçlü bir hayal kırıklığı olduğundan bölgede aktif oy kullanma..
Rodoplarda büyük bir köy olan Ribnovo yıllar içinde çok farklı ve değişik olan düğünleriyle gündeme geliyor. Ribnovo geleneksel düğün ve gelin yüzünü boyama ve süsleme tekniği UNESCO dünya miras listesinin “yaşayan insan hazineleri” listesine aday..