Şubat ayının başında Avrupa Parlamentosu’nda bitki ıslahında yeni genom düzenleme tekniklerinin kullanılmasına ilişkin kilit önem taşıyan bir kararın onaylanması bekleniyor. Taslak düzenlemeye göre halihazırda patentler için laburatuar çalışmaları süreci devam eden yeni genetik modifiye bitkilerin yüzde 94’ü için tüm güvenlik incelemeleri kaldırılacak. Uzmanlar, bu durumun şimdiye kadar genetik modifiye kültürlerin kullanılmasından sıkı tüzüklerle korunan topluluğun esas ihtiyat prensiplerinden birine zıt düştüğünü öne sürüyor.
Yeni genom düzenleme teknikleri konusu ülkedeki uzmanların görüşlerini kutuplaştırırken devlet düzeyinde Bulgaristan, Avrupa’da yapılan tartışmalarda tarafsızlığını koruyor.
Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu IFOAM üyesi olan “Agrolink” Derneği temsilcisi yük. müh. Svetla Nikolova, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Çevre ve tarıma olumsuz etkisi olup olmadığına ilişkin son derece sıkı kontrolden geçmiş bulunan sadece bazı hibrid çeşitlerinin kullanılmasına izin verilen Bulgaristan, şimdiye kadar diğer kıtalar arasında adeta bir vaha durumundaydı” sözlerini kullandı ve şöyle devam etti.
"Bulgaristan’da insanların yüzde 90’ı genetik modifiye ürünleri istemiyor, aynı durum Almanya ve Fransa için de geçerli. Ancak AB Komisyonu ne vatandaşların, ne bağımsız bilimcilerin, ne de tarım üreticilerinin görüşlerini kaale almıyor. Geçen yılın Aralık ayında Bakanlar Konseyi’nde mutabakat sağlanamayınca ve nitelikli çoğunluk yeterince oy toplayamayınca taslak, görüşülmeye bırakıldı. Yeni başlayan Belçika’nın başkanlık döneminde çalışma gruplarında istişarelere başlandı, ancak daha ilk toplantıda birçok ihtilaf konusunun olduğu ortaya çıktı. AB Komisyonu, yöneltilen birçok soruya cevap veremedi. Hal böyle olunca toplantılara son verilerek siyasi düzeyde karar alınmasına geçildi. AB Komisyonu üyeleri, üye ülkeleri bir bir dolaşarak yeni genom düzenleme tekniklerinin patent altına alınmayacağını vaadederek hükümetlere baskı uygulamaya başladı. Ancak Patent Kurumu AB Komisyonu’nun yargı yetkisi dışında olduğu için gerçek dışı olan bu vaatlerin verilmesi, yasaları bilen insanlara karşı saygısızlıktır," diye konuştu Svetla Nikolova.
Bundan 12 yıl önce geliştirilen ve bitki genlerinin düzenlenmesinden ibaret olan bu tekniklerin zararsız olduğu şu ana kadar kanıtlanmış değildir. Buna rağmen bu tekniklerin tüzük taslağı ile açık işaretleme yolu ile kontrol uygulanmadan çevreye bırakılması öngörülüyor.
2019 yılında AB Adalet Divanı, geni düzenlenmiş olan bir ibtkinin genetik modifiye organizma olarak ele alınacağına hüküm verdi. “Klasik bitki seleksiyonunda gende hiçbir değişiklik söz konusu değildir. Gen ıslahı olunca ise genetik modifiye söz konusudur” diyen Nikolova şöyle devam etti:
"AB Komisyonunun bize vaadi, tüzüğün onaylanması halinde bundan yedi yıl sonra araştırmaların yapılması yolu ile etki değerlendirilmesi yapılacağı yönündedir. Biz, Bulgaristan Tarım Bakanına yazı göndererek bu deneme döneminde bir şey olursa sorumluluğun kimin tarafından taşınacağı sorusunu yönelttik" diyen yük. müh. Svetla Nikolova’nın sözlerine göre bu tüzüğün arkasında dünya çapındaki tohum piyasasının yüzde 70’lik bölümünü kontrol eden dört dev şirketin lobileri duruyor. Bazıları glifozat gibi zirai ilaç ve kimyasallar üretmektedir. “Bu aslında bütün gıda zinciri üzerine, topraklar ve insanlar üzerine kontrol uygulamak anlamına geliyor” diyen Svetla Petrova, şunu da ekledi: “Gıdanın mirasla, genekler ve tarihle ilgili olduğunu unutmamak gerekir Bulgaristan neden kaliteye önem veren ve küçük çaplı üreticilere ürünlerini doğrudan satışa sunma imkanını sağlayan Avusturya’dan örnek almasın?”
Bulgar tarımının yeni genom tekniklerinden korunması için “Agrolink” tarafından düzenlenen kampanyaya binlerce vatandaş ve tarımla doğrudan alakalı olmayan birçok örgüt katıldı. Devam eden imza kampanyasına katılanlar, Bulgaristan’ın genetik modifiye organizmalardan serbest bölge kalması gerektiği görüşünü açıkça bildiriyorlar.
Foto : Pixabay, Darina Grigorova, BGNES
Çeviri : Tanya Blagova
2023 yılında 8 000 Bulgaristan vatandaşı ülkeye geri döndü, 12 000 kişi ise göç etti. “Horizont” programına konuşan NSİ Ulusal istatistik Enstitüsü “Nüfus ve Sosyal İstatistiği” şubesi müdürü Magdalena Kostova , ülkeyi temelli terk..
Yunanistan ve Arnavutluk arasındaki sınırının birkaç kilometre batısında ve Görice il merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta Arnavutluk’un Bilisht şehri bulunuyor. Şehrin aydın zümresinden, Arnavutluk’taki Bulgar ulusal azınlığının temsilcisi..
Kırcali Günü farklı etkinlikler ve zengin programla anılıyor. Kırcali’nin geçmişi ve “Benim şehrim Kırcali” fotoğraf sergisi açık havada Belediye önündeki parkta teşhir ediliyor. Rodopların bu şehrinin bağımsızlığını kazanmasında önemli isim olan..