Rusya'da yaşanan terör saldırısının sonuçları tüm Avrupa'da yankılanıyor.22 Mart'ta Moskova'nın "Crocus City Hall" adlı konser salonuna düzenlenen ve 140'tan fazla kişinin hayatını kaybettiği silahlı saldırıda, Avrupa'da son on yılın ortasında Fransa ve Belçika'da yaşananlara benzer büyük ölçekli saldırı tehdidi geri mi dönüyor, sorusunu gündeme getirdi.
Buna karşılık bazı ülkeler derhal güvenlik önlemlerini artırdıklarını açıkladılar.
Moskova ve Batı'nın farklılıklarını bir kenara bırakıp terörle mücadelede istihbarat paylaşarak güçlerini birleştirip birleştiremeyeceği ve trajedinin iç siyasi amaçlarla kullanılması göz önüne alındığında Rusya'nın saldırıyı objektif olarak araştırıp soruşturamayacağı gibi başka sorular da ortaya çıktı.
Rusya'da saldırının doğrudan faili olduğuna inanılan Tacikistan'dan 4 kişi gözaltına alınarak suçlandı. Diğer taraftan, saldırının sorumluluğu "İslam Devleti" ve daha doğrusu, bugünkü Afganistan, İran ve Orta Asya'nın bir bölümünü kapsayan tarihi bir bölgenın adını taşıyan ve onun alt bölümü olan Horasan örgütü üstlendi.
Söz konusu örgüt, 2015'ten bu yana Rus hedeflerine saldırılar düzenliyor.
Ancak Rusya, Ukrayna'yı, Moskova'nın Ukrayna'ya kaçmaya çalıştığını söylediği saldırganlarla bağlantısı olmakla suçladı. Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Başkanı Alexander Bortnikov yaptığı açıklamada:
“ İslamcıların kendileri böyle bir eylemi hazırlayamazlardı. Tabii ki onlara yardım edenler vardı. Cumhurbaşkanın dediği gibi, herşeyden önce Ukrayna izini görüyoruz. Tutuklulardan aldığımız birincil veriler bunu doğruluyor” dedi.
Kiev iddiaları reddederken ABD iddiaları "saçma" olarak nitelendirdi, Avrupa Dış Eylem Servisi Sözcüsü Peter Stano şöyle konuştu:
“Ukrayna'nın bu saldırıyla bağlantılı olduğuna dair hiçbir belirti, hiçbir kanıt yok. Ve Rus yetkililere çağrıda bulunuyoruz: Moskova'daki terör saldırısını Ukrayna'ya yönelik saldırganlığı artırmak için bahane olarak kullanmayın.”
Ancak Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrzej Szejna'ya göre, çağrılara rağmen Putin'in bu durumdan yararlanmaya çalışması kaçınılmaz görünüyor:
“Vladimir Putin, Rus toplumunu kendi etrafında birleştirmeye çalışacak. Ukrayna'ya karşı daha fazla askeri çabayı haklı çıkarmaya çalışacak ve bu trajediden yararlanarak Rus toplumunu Ukrayna'ya karşı terörist bir savaş sürdürmenin meşruluğu konusunda ikna etmeye çalışacak.”
Uzmanlara göre, Kremlin, Batılı istihbaratservislerinin uyarılarını ciddiye alsaydı bu saldırı önlenebilirdi. Putin, bunların Rus toplumunu korkutmayı ve istikrarsızlaştırmayı amaçladığını söyleyerek bunları açıkça reddetti.
Bulgar güvenlik uzmanı İvaylo İvanov, ülkeler arasında işbirliğini engelleyen derin bir güvensizliğin olduğunu gördü:
“Farklı ülkelerin istihbarat servisleri arasında daha önceki yıllarda oldukça iyi işleyen ve terör tehdidinde azalmanın nedenlerinden biri olan işbirliği, büyük düzeydeki güvensizlik nedeniyle gerçekleşemiyor.Bu noktada Rusya tarafında da verilen bilgilerin dikkate alınmadığını gördük.”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da işbirliğinin güçlendirilmesinden yana olduğunu açıkladı:
“Rus istihbarat servisleri ve bölgedeki ortaklarımızla işbirliğinin artırılmasını önerdik. Faillerin bir an önce bulunacağını ve birçok ülkeyi hedef alan bu terör örgütleriyle etkin bir şekilde mücadele etmeyi sürdüreceğimizi umuyoruz. Bunu Rusya'da, birkaç ay önce Türkiye'de, son zamanlarda da Fransa'da görüyoruz.”
Fransa, Moskova'daki saldırının ardından terör alarm seviyesini en yüksek seviyeye çıkardı. Bu yaz Paris, büyük turist akışıyla birlikte ciddi bir güvenlik sorunu olarak görünen Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapacak.
Bir Fransız vatandaşı Reuters'e endişelerini paylaştı:
“Olimpiyatlarda saldırı oldu, maraton sırasında da oldu. Açıkçası bunlar güvenlik açısından rahatsız edici olaylar. Fransız yetkililerin olimpiyatlara hiç hazırlıklı olmadığını düşünüyorum. Bu da durumu kendi ellerine aldıklarını ve dünyanın her yerinden insanları bir araya getirecek bu tür bir spor etkinliğine ev sahipliği yapmaya hazır olduklarını göstermenin bir yoludur”.
Demokrasiyi Araştırma Merkezi'nden Tihomir Bezlov, Moskova yakınındaki saldırıda, IŞİD saldırılarında görmeye alışık olduğumuzdan farklı olarak bilinen bir özelliğin dikkat çekici olduğunu belirtti:
“IŞİD öncelikle nüfuzunu genişletme fırsatı bulduğu Müslüman nüfusa sahip bölgelere saldırıyor.Rusya ve Avrupa ülkeleri söz konusu olduğunda durum daha tartışmalıdır.Bu saldırılarda genellikle meydana gelen diğer şey ise„ intihar niteliğinde olmaları, yani saldırganların hayatta kalamayacakları anlamına geliyor.“Crocus City Hall" saldırısında, gelişigüzel ateş açıldı, salon yakıldı ve saldırganlar kötü planlanmış bir şekilde kaçtı.Saldırının kendi profilinde bir sorun var.Saldırının kendisine ve yer seçimine, yani güvenlik kuvvetlerinin bulunmamasına karşı, Moskova çok yoğun bir şekilde Rus güvenliğinin çeşitli bölümleri tarafından kapsandığı ve Moskova'nın kendisinde bir şey yapmak çok zor olduğu için, Moskova'nın eteklerindebir yer seçtiler. Dikkat çeken bir diğer şey de, IŞİD'in sorumluluğu üstlenmekte yavaş kalmasıydı. Genellikle sorumluluğu hemen üstlenirler.Saldırının bu versiyonunun tam olarak ne olduğuna dair burada zaten bir varsayım var.Muhtemelen eski Sovyet cumhuriyetlerinde mevzileri bulunan Tacikistan'dan gelen bazı IŞİD bağlantılı kişilerin kullanıldığı öne sürülüyor.Dolayısıyla saldırının profiliyle ilgili sorunlar var ve olayların neden bu şekilde geliştiğine dair buna uygun bir açıklama var.”
Ukrayna ile ilişkinin alınmayan önlemlerin ideolojik gerekçesi olduğuna dikkat çeken Bezlov şunları belirtti:
“Rusya'da tartışmalı olan şey, ABD ve Büyük Britanya'nın beklenen bir terör eylemiyle ilgili uyarılarda bulunması, istihbarat servislerinin bunu göz ardı etmesi, hatta bir şekilde ideolojikleştirmesidir. Bunu ABD'nin provokasyonu olarak ilan ettiler. Diğer taraftan ise, Rusya tarafının radikal bir terör örgütü olduğunu kabul etmesine rağmen tedbir almamanın ideolojik gerekçesine hizmet ettiği için Ukrayna ile bağlantılı olduğu tezini sürdürmesi oldu. Bunu nasıl açıklayacaklarını oldukça dikkatli seçtiler. Ukrayna'nın Rusya'dan kaçan teröristlere geçiş fırsatı sağlayacağını açıkladılar. Bu durumda Ukrayna'nın örgüte yönelik spesifik eylemleri hakkında hiçbir ayrıntı bulunmuyor.Teröristlerin yakalanmasının gelişme şekli, onlara uygulanan muamele, görünüşe göre kasıtlı olarak medyaya sızdırılan video ve fotoğraflar, Rus servislerinin eylemlerine ilişkin çok sorunlu bir tablo ortaya koydu.”
“Terörle mücadele, muhalefetin ve farklı çıkarların olduğu bir alan olmamalıdır” diyen Tihomir Bezlov, sözlerine şöyle devam etti:
“Ukrayna ile savaş başlamadan önce işbirliği vardı, hatta Rusya'da terör saldırıları bile önlendi. Bir çeşit bilgi paylaşım sistemi vardı.Mevcut durumun ne olduğunu ve bilgi paylaşım kanallarının ne ölçüde korunduğunu söylemek zor, ama Rusya'ya karşı tutumların savaşın başlangıcından bu yana çarpıcı biçimde değişmesine rağmen, bu alanın çatışan çıkarların olmaması gereken bir alan olduğunu düşünmüyorum.”
“Rusya'daki ve eski Sovyet cumhuriyetlerindeki Müslüman nüfus, gelecekte ülkede potansiyel bir güvenlik tehdidi haline gelebilir” görüşünü öne süren uzman, şunları paylaştı:
“Rusya'nın tepkisinin İslam devletlerinin tepkisini ne ölçüde tetikleyeceği ilginçtir.Faillere yapılan muameleye yönelik bu tür misilleme tehditlerinin olduğunu gördük. Rusya Federasyonu'nun yaşadığı sorunlardan biri de, Çeçenya örneğinde olduğu gibi, Rusya'da çok sayıda terör eylemi gerçekleştiren ve son derece düşmanca davranan Rusya'daki önemli Müslüman azınlıktır.Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan da dahil, IŞİD gibi radikal ideolojilerin görünüşe göre etkili olduğu eski Sovyet cumhuriyetleri gibi iddia olarak kabul edilen başka bölgeler da var.“
Terörde yeni bir yükseliş bekleniyor mu ve Bulgaristan ve Avrupa için potansiyel riskler nelerdir?
Tihomir Bezlov’un cevabı şöyle oldu:
“Bizim sorunumuz daha ziyade bunun Avrupa ve biz de dahil olmak üzere, Avrupa Birliği açısından sonuçlarının ne olacağıdır.Yıllardır bizim sorunumuz bildiğiniz gibi Bulgaristan'ın Müslüman dünyası ile sınırda olması ve dolayısıyla bizim de önemli risklerimiz var, çünkü topraklarımızdan, mallardan başlayıp Ortadoğu'dan gelen insanlarla biten büyük bir akış var.2015-2017'ye kıyasla neden bu kadar çok olay yaşamadığımıza dair çeşitli açıklamalar var, en çok etkilenen ülkelerden bazılarının gerçekten ciddi önlemler alması ve güvenliğe çok yoğun yatırımlar yapması da buna dahil. Ülke güvenliği konseptlerini değiştirdiler ve saldırıları, ciddi, büyük saldırıları önleyebildikleri birçok operasyonun yürütüldüğünü görüyoruz, yani bu sadece artık Suriye ve Irak'ta IŞİD'in olmaması ya da bir pandemi yaşadığımız için değildir.Birbirimize olayları sadece bu gibi faktörlerle açıklamamalıyız.”
Çeviri: Şevkiye Çakır
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..