Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Birleşme'nin Yüceliği ve “Birleşmecilik sendromü” sonuçları

Photo: Plovdiv Tarih Müzesi

6 Eylül 1885 tarihinde Bulgar Prensliği ve Doğu Rumeli toprakları birleşerek, Bulgaristan tek bir devlet olarak Avrupa haritasındaki yerini alıyor. 

Sofya “Sv. Kliment Ohridski” Üniversitesinden tarihçi Prof. İvan İlçev Bulgaristan Radyosuna “Birleşme” tarihini değerlendirdi. İlçev, Bulgar Prensliği ve özerk Doğu Rumeli eyaletlerinin Prens Aleksandır I. Batenberg yönetimiyle birleşmesine yol açan ön koşulları sıraladı: 


"Birleşmenin başarısı, Bulgar tarihinde çok nadir görülen ve sonra da tekerrür etmeyen bir dizi etkene bağlıdır. Bir yandan Zahari Stoyanov gibi, ihtilalcı günlerini hatırlayan kişiler var. 1876 Sırp- Türk savaşında cephede yer almış kişiler var, Rus- Türk Harbinde (1877/78 y.)  savaşmış asker ve yöneticiler de bulunuyor.  Balkanlardan menfaatleri olan ana devletler aralarında gizli anlaşmayla, Birleşme’ye müdahale etmemeye karar verir. Bu ülkeler, yeter ki bu eğilimlerin Makedonya’ya aktarılmamamsı şartıyla, Bulgar Prensliği ve Doğu Rumeli’nin birleşmesine göz yumacaklarını ifade etmişlerdir”.  

Prof. İlçev, Zahari Stoyanov önderliğinde Birleşme Komitesi üyelerinin Büyük Güçlerin bu gizli anlamasından haberdar olmadıklarını ve adeta hayatlarını riske aldıklarını düşünüyor. 



“Birleşme harekatının hazırlığı bir buçuk- iki ay sürdüğünü unutmayın. Bunlar tam yaz aylarıdır, Doğu Rumeli halkının %70’ köylü olduğu için tarlalarda çalıştığı bir dönemdir. Ekmeğini çıkarmak için Rumeliler tarlada, toprakta alın teriyle çalışıyor. Faal katılımları zor. Bulgar Prensi Aleksandır I. Batenberg’in onayı olamadan da birleşme mümkün olmazdı.  Komite elçileri Şumen’de askeri tatbikatları izleyen prensin yanına gidiyor ve birleşme operasyonunun desteklemesini talep ediyorlar. 

Prens Aleksandır I. Batenberg bu ricayı geri çevirmiyor ve başı ile tacı pahasına ülkenin birleşmesine destek sözü veriyor. 

Birleşmenin başarısı 1885’te patlak veren Bulgar- Sırp savaşında önemini müdaafa etmiştir. 

Birleşme, 19. yüzyılın sonra ve 20. yüzyılın başında Bulgar politikacılarınına  zorlu sınavlara yol açmıştır. Prof. İvan İlçev öğrencileri önünde tarihi anlatırken, bu sıkıntıları “Birleşmecilik sendromü” olarak nitlendiriyor: 

"Her yıl 6 Eylül tarihinde bu günün ne kadar yüce olduğunu konuşuyoruz, ki o – gerçkten öyle. Fakat Birleşme olumlu olduğu kadar, kendi olumsuz taraflarını da içerir. Bu devlet açısından değil, onu yöneten siyasetçilerin bilincinde bazı negatif eğilimleri getirir. Örneğin Birleşme, Bulgar politikacılarnının Makedonya’ya doğru yola çıkabilecekleri hissi uyandırır. 

Bulgar politikacıları, özerk Güney Rumeli örneği tekrarlanır düşüncesiyle Makedonya’nın özerkliğini konuşmaya başlar. Fakat Bulgaristan’ın o dönem Balkanlarda giçbir komşusu, Avrupa’da Büyük Güçlerin hiçbiri “özerk” tanımalamasına Sofya’nın yüklediği anlamı katmazmış. Bulgaristan’ın komşuları ülkenin kurtuluşunun 6. yılında ulaştığı toprak genişlemesinden korkmuş. Genç devletin ulusal birleşmeler arayışından doğal olarak rahatısz olurlar. Bu “birleştirici sendromün” bedeli Balkan savaşları ve Birinci Dünya Harbi ile ödendi. O yüzden tarihi, en iyi tarih derslerini bile okurken, her zaman bira dış kaplamanın altında geçmişin insani boyutlarını aramalı ve kaybettiğimiz alternatifleri düşünmeliyiz”.


Çeviri: Sevda Dükkancı




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Cuma öğleden sonra

Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.

Eklenme 05.07.2024 14:00
Bulgar Patriği Daniil

Bulgaristan yeni patriğini seçti

Ortodoks Kilisesinin 12 Havariler Konsili'nin ve bilinen ve bilinmeyen tüm şehitleri ve azizleri andığı Azizler Günü'nde, Hristiyan cemaatin inancı mükafatlandırıldı. Uzun ve gergin sınama günlerinin ardından, Tanrı’dan diledikleri ruhani babalarını..

Eklenme 01.07.2024 16:30

Patrik Daniil:Kilisenin görevi bölünmüş olanları bir araya getirmektir

Yeni Bulgar Patriği Daniil , ilk ayininden önce yaptığı açıklamada “ Kilisenin görevi bölünmüş olanları bir araya getirmektir” dedi ve “Birçok görev var. Bugün Aziz İvan Rilsi’nin kalıntılarının  1469 yılında Rila Manastırı'na geri..

Eklenme 01.07.2024 12:04