Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

AB “Euranet Plus” Radyo Ağı haberidir

Mario Draghi'nin AB’nin Yeşil Enerji Planı’nda "oyunun kuralları"

Photo: Reuters

Geçtiğimiz yıl, Avrupa Birliği ekonomisi dörtnala giden enflasyon ve durgun büyümeden muzdaripken, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, eski Avrupa Merkez Bankası başkanı ve eski İtalya Başbakanı Mario Draghi'yi AB'nin nasıl yeniden üstünlük kazanabileceğine dair bir raporla görevlendirdi. 

Avrupa'nın rekabetçiliğinin artırılmasına ilişkin uzun zamandır beklenen rapor, birkaç aylık bir gecikmenin ardından bir hafta önce yayınlandı. Önerilen ana dönüşümlerden biri, ortak bir karbondan arındırma planının uygulamaya konulmasıdır.

BNR'ye konuşan AB Komisyonu'nun Uluslararası Ortaklıklardan Sorumlu Üyesi Jutta Urpilainen “Küresel ölçekte karşılaştığımız en büyük zorluk iklim değişikliğidir.Bunun üstesinden gelmek için bir ortaklığa ihtiyacımız var. Avrupa bu yönde en iddialı mevzuat çerçevelerinden birine sahip olsa da yeterli değil. "dedi.

Ve  Mario Draghi ve ekibinin sunduğu plan kesinlikle iddialı.

2002 yılında AB ile ABD arasındaki GSYH farkı, yüzde 15 iken, büyüme ve verimlilik farkı nedeniyle bugün yüzde 30'a çıktı.

Draghi, bu sorunun üstesinden gelmek için 170 tavsiyenin ana hatlarını çizdi ve Avrupalı ​​liderlere ekonomik gerilemeyi durdurmak ve sosyal çatışmaları önlemek için zorlu kararlar alma çağrısında bulundu.

Mario Draghi “Karbonsuzlaştırmanın bir büyüme kaynağı olmasını istiyoruz. Eğer tüm politikalar iklim hedeflerimiz ile uyumluysa ve bu büyük bir "eğer", karbondan arındırma büyüme için bir fırsat olacaktır. Ancak koordinasyonu başaramazsak, bu karbondan arındırmanın rekabet gücü ve büyümeyle çelişmesi riski var” dedi.


Önümüzdeki 15 yıl içinde kimya, metalurji ve kağıt endüstrileri gibi büyük sanayilerin yeşil enerjiye geçişinin maliyeti yaklaşık 500 milyar avro olacak.

Denizcilik ve havacılık da dahil olmak üzere, ulaştırma sektörü, 2031'den 2050'ye kadar yılda 100 milyar avro yatırım gerektirecek. Ancak bu durum büyük maliyetlerin yanı sıra enerji fiyatlarının düşürülmesi, enerji güvenliğinin sağlanması ve temiz teknolojilerin geliştirilmesinde öncü rol alma fırsatlarını da beraberinde getiriyor.

Avrupa Komisyonu, iddialı iklim hedeflerine ulaşmak için bu on yılın sonuna kadar elektrik iletim ağlarına 584 milyar avroluk yatırım yapılması gerektiğini tahmin ediyor.


Üye ülkelerin ayrıca, üretilen elektriğin yüzde 15'inin komşu ülkelere sunulmasını sağlayacak kablolara sahip olması bekleniyor. “Sınır ötesi elektrik ağlarının" artırılmış bir Avrupa bütçesiyle finanse edilebilecek "önemli ortak Avrupa projelerine" bir örnek olduğunu söyleyen Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, şunları belirtti:

“Uzun vadeli rekabet gücümüzü sağlamanın tek yolu fosil yakıtlardan uzaklaşıp temiz, rekabetçi ve döngüsel bir ekonomiye geçmektir.Rekabet edebilirlik çabalarımız, Avrupa'daki herkesin refahının artmasıyla el ele olmalıdır.Tetikleyeceğimiz değişikliklerin adil olması gerekiyor.Çok başarılı sosyal modelimiz olan sosyal piyasa ekonomisini temel alabiliriz”

Geçen yıl AB'deki toplam enerji tüketiminin yüzde 22'si yenilenebilir kaynaklardan geldi. Ancak bu yeterli değil. Mario Draghi, acil sorunların çözülmemesi halinde, "Avrupa yavaş ve acı verici bir şekilde ölecek" uyarısında bulundu:

Avrupa, sürdürülebilir bir dünyada Avrupa Birliği'nin değerlerinin refah, eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasi olduğu bir kıtadır. Ve Avrupa Birliği, Avrupalıların bu temel haklardan yararlanmasını sağlamak için var. Ve eğer Avrupa artık bunları insanlara sağlayamazsa, var olma nedenini kaybedecektir. Bahsettiğim iklim ve büyüme gibi değerler de, kurucu değerlerimiz ile doğrudan bağlantılıdır.

Mario Draghi'nin enerji dönüşümü ve yeşil ekonomiye ilişkin raporunda ortaya konulan amaç ve hedeflerden ne gibi sonuçlar çıkarılmalıdır?

Enerji Yönetimi Enstitüsübaş ekonomisti Kaloyan Staykov şöyle cevap verdi:

Kaloyan Staykov

“Sonunda piyasaların nasıl çalıştığına ve bazı yapısal önerilere dair biraz daha derinlemesine ve yapısal bir görünüme sahip oluyoruz. Bunlar rapordaki güzel şeyler. Bu raporda ortaya çıkan risklerden bazıları çeşitli yönlerdedir. Birincisi, yeşil politikalar da dahil, tüm bu politikalara yeniden bir fiyat biçiliyor. Ve bu fiyat hiç de göz ardı edilecek kadar düşük değildir. Sırf bu rapor, bundan sonra her yıl 750 ila 800 milyar avro harcanması gerektiğine dair tahminlerde bulunuyor. Bu da mevcut yatırımların, karbondan arındırma, Rüzgar Enerji Santralleri’ne (RES)yeni yatırımlar, ağ yatırımları, çeşitli süreçlerin dijitalleştirilmesi vb. ile ilgili diğer değerlendirmelerin ek hesabıdır. Ve aslında böyle bir fiyat belirlendiğinde işletmelerin, finans kuruluşlarının ve politikacıların “Durum bu, para otomatik olarak bu yatırımlara gitmeli” sözlerini kullanması çok kolaydır. Aynı zamanda rapor, Avrupa'nın kendisi için belirlediği yeşil hedeflerin büyük bir kısmının, örneğin ABD veya Çin'de görülenlerden çok daha iddialı olduğunu çok açık bir şekilde ön plana çıkarıyor.”

Bu raporda sürprizler var mı, daha doğrusu beklediğiniz bu muydu? Ayrıca Draghi'nin raporundaki fikirlere yönelik de çok sayıda eleştiri var. Sizce enerji dönüşümü ve yeşil geçiş kısmı çok iddialı mı, bu hedefler gerçekten uygulanabilir mi?

“Sürprizlerin olduğunu söylemem. Rapor, siyah-beyaz değil. Raporun, ne mükemmel, ne de kötü olduğunu söylemem.

Güçlü ve zayıf yönleri var ve açıkçası sonunda iş ve politika zorluklarına biraz daha fazla ilgi gösterildiğine sevindim. Gidişat açık ve dünyanın her yerinde görülüyor, bu da  karbonsuzlaştırmaya, temiz üretime ve daha fazla elektrifikasyona doğru gitmektir. Ancak ister Avrupa'dan, ister Asya'dan ya da ABD'den bahsediyor olalım, farklı bölgelerin bu hedefe ulaşma konusunda farklı yaklaşımları var. Rapor, hem Avrupa pazarlarının gelişimi, gerekli yatırımlar hem de sanayinin güçlü ve zayıf yönleriyle ilgili bazı ilginç sonuçları ön plana çıkarıyor ve bu aslında son 10-20 yılda aldığımız yanıtlardan çok farklı yanıtlara yol açabilir.

Bir ekonomist ve uzman olarak Draghi, uzman bir vizyon ortaya koydu.Siyasetçilerin bu uzmanlık vizyonunu somut politikalara, adımlara, yol haritalarına ve alışık olduğumuz her şeye tam olarak nasıl dönüştürecekleri artık çok önemli."

Şimdi ayrıntılara girelim, plandaki bazı noktalarda "iklim hedeflerinin senkronizasyonu" ve "karbondan arındırma ve rekabet edebilirlik için genel plan" yazıyordu - bunlar tam olarak ne anlama geliyor ve uygulanmaları durumunda Bulgaristan vatandaşları da dahil Avrupalıların günlük yaşamları üzerinde ne gibi etkileri olacak?

"Asıl büyük soru işte bu. Sanırım lisedeyken yazarın söylemek istediğini yorumlamak zorunda kaldığımız yılları herkes hatırlıyordur. Burada da durum pek farklı değil, ancak bu sefer bunu yapması gereken biz uzmanlar değil, politikacılar olmalı. Rapordaki sorun ve önerileri nasıl okuyacakları, yeni politikalara nasıl saracakları önemli.


Başlangıçta Avrupa Komisyonu'nun yapısı ve aynı zamanda ilk adımları bize onun hangi yönde düşündüğü konusunda fikir verecektir.."

Mario Draghi'nin ekibi ayrıca önemli bir şeyi daha açıkladı – “enerji fiyatlarının ve bürokrasinin azaltılması” - kendisi de ABD'deki enerji fiyatlarının iki ya da üç kat daha düşük olduğunu ve bunun Avrupalı ​​işletmeler ve bir bütün olarak Avrupa endüstrisi için bir yük olduğunu belirtti ve "iş ortamının iyileştirilmesi" kulağa çok hoş geliyor ama bunların pratikte nasıl olabileceğini düşünüyorsunuz?

“Belki de yüzyılın başından beri bahsettiğimiz tüm yapısal reformların nefret ettiği şeyler bunlar. Avrupa'ya hiç gelmeyen yapısal reformlardır. Aksine, orada burada bazı küçük değişiklikler gözlemledik. Bunun bir başka nedeni de, ki bu yeni değil, ABD'nin en büyük avantajlarından biri, enerji kaynaklarının yurt içinde çıkarılmasıdır.

Avrupa, enerji kaynakları açısından daha fakir ve bu anlamda söz konusu imkanlara sahip değildir.

Ancak elindeki enerji kaynaklarına rağmen idari prosedürler çok karmaşıktır ve buna bağlı olarak ya süreci yavaşlatır ya da bazı durumlarda anlamsız hale getirir.


Yeşil Anlaşma yönündeki suçlamaları sıklıkla görüyoruz- sektörü neredeyse öldürüyor” şeklinde, ancak aynı zamanda yerel enerji kaynakları da kullanılmıyor.

Sorunun bir kısmı piyasaların çalışma şekliyle ve özellikle de gaz piyasasıyla ilgili, ki bu çok açık. Bir anda, yıllar önce Avrupa, öngörülebilir fiyatlara sahip uzun vadeli sözleşmeleri aşamalı olarak kaldırmaya ve o zamanlar oldukça makul görünen kısa vadeli piyasalarda ticarete geçmeye karar verdi. O zamanlar enerji fiyatlarının düştüğü bir dönemdeydik, dolayısıyla rekabet ticaret için oldukça elverişli bir ortam yarattı ve doğal olarak sanayi ve iş dünyası da bundan yararlandı.

Artan jeopolitik gerilim koşullarında, hem kaynaklar hem de dağıtım yolları olmak üzere, enerji arzındaki değişikliklerle birlikte, daha istikrarlı bir seçeneğin bulunması gerekiyor. Durum anlaşılan bir yerde daha hızlı, bir yerde daha yavaş olmak üzere, değişti.

 Ve bu yeni koşullarda Avrupa'nın, enerji ve çevre hedeflerini tam olarak nasıl sürdürmeye devam edeceği konusunda yeni bir karar vermesi gerekiyor.


Çeviri: Şevkiye Çakır

Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini buradan dinleyebilirsiniz.





Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Okulda cep telefonu kullanımına “evet” mi “hayır” mı?

Yeni eğitim ve öğretim yılının başlaması ile okullarda cep telefonu kullanımının tamamen yasaklanması teklifi gündeme geldi. Öğrencilerin okul başarısının düşük olması, dikkatlerinin dağılması ve özellikle de telefonların çocukların piskolojisi..

Eklenme 18.09.2024 11:30

Veliler El Kitabı: “Alfa” nesline mensup birinci sınıf öğrencilerini okula nasıl göndermek gerekir

16 Eylül’de ülkemizde 55 binden çok çocuk birinci sınıfa başlayacak. Minik öğrenciler, onarılıp pırıl pırıl hale gelen, balon ve çiçeklerle süslenen dersliklere ilk kez girmenin heyecanını yaşayacaklar. Dershanelerde, sıralarda dizili olarak..

Eklenme 15.09.2024 06:55

Balkanlar’da geçen hafta

Tulça bölgesi UNESCO'nun parçası olmaya hazırlanıyor Romanya Ulusal Haber Ajansı Agerpres’in aktardığı habere göre Tulça ilçesinin yetkilileri Kuzeydoğu Dobruca’nın UNESCO’nun Küresel Jeoparkı Alanı olması için adımlar atıyor. Unesco Romanya..

Eklenme 14.09.2024 08:05