Baçkovo Manastırı ülkemizde önemli edebi ve manevi merkezlerinden biridir. 1083 yılında Gürcü kökenli bir Bizans generali olan Gregorios Pakourianos tarafından kurulan manastır, Bulgar Ortodoks geleneğini Gürcü ve Bizans himayesi altında sürdürdü.
"Uspenie Bogorodiçno" (Meryem Ananın Göğe Yükselişi) ana kilisesi, dönemin ünlü ikona ressamlarının çizdiği muhteşem fresklerle süslüdür.
Mucizevi gücüne inanılan Meryem Ana'nın ikonası Baçkovo Manastırı'nın pahası biçilmez hazinesidir.
Baçkovo Manastırı'nın dikkat çekici özelliklerinden biri bünyesinde yer alan ve dini kompleksin ile Bulgar Ortodoks Kilisesi'nin tarihini aydınlatan müzesidir. Müze nadir Ortaçağ el yazmaları, kült eşyaları, ayin kıyafetleri ve farklı dönemlere ait eşsiz ikona örneklerini içeren bir koleksiyona ev sahipliği yapar.
Baçkovo Manastırının benzersiz mekanlarından biri de Mutfak – ya da rahiplerin günlük yaşamına ışık tutan manastırın "magernitsa" olarak adlandırılan bölümü. 17. yy'da inşa edilen bu bölüm hem manastır cemaatinin hem manastırı ziyaret edenlerin yemek ihtiyaçlarını karşılayan mutfak işlerini kapsayacak şekilde tasarlanmıştır.
Yazı ve foto: Iulia Bachovski
Bulgaristan’da 1 Mart Yediden Yetmişe herkes tarafından çok sevilen bir tarihtir. Geleceğe, güzelliğe dair umudun sembolü – martenitsi veya Rodop baynitsileri Kırmızı ve beyaz iplerden bükülmüş martenitsaları takarak, yeni hasat..
Başkentin birçok sakini ve konuğu için Sofya’nın hemen yakınında boy gösteren Vitoşa dağına çıkmak, olmazsa olmaz bir zevktir. Sadece yarım saatte ulaşılan Vitoşa’nın Zlatnite Mostove (Altın Köprüler) mevkiinden dağın içine doğru birçok patika..
Bu kış alışılmışın dışında sıcak hava saıcaklıklarıyla başladı, ancak yurdun alçak kesimlerinde henüz kar yağmazken, dağlarda kayak sezonunun açılmasıyla kış sporları tutukunlarının yüzü güldü. Bir çok kişi, tatil günlerinde en sevdikleri hobiyi..