Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

1983 yılı - Dora Gabe "Şiir gözle görünmez, kalple hissedilir"

БНР Новини
Photo: Europeana

Europeana dijital fotoğraf sitesinin siyah beyaz karelerinden aydın ve meraklı bir bakışla, Bulgar kültürünün en enteresan kadınlarından birisi bize bakıyor. Bu Dora Gabe! Edebiyat eserleri milli kültür değerlerimizi aşarak, Avrupa ve dünya edebiyat ve kültürel mirasına adını altın harflerle yazmış bir isim. Şair kadının hayatı da bir roman gibi, aşklar, ihtiraslar, ayrılıklar, kavuşmalar, yolculuklarla dolu bir ömür. Yaklaşık bir asır süren bir hayat. Dora Gabe 1888 doğumlu olup, 1983 yılında hayata veda eder.




BNR Altın Fon arşifinden onun sesini dinliyoruz: „Edebiyat insanın ve doğanın, olaylarının içinde olan has değerdir. İnsanı rutin hayattan kurtarır şiir. Kendini beğenmişlik, bencillik, sinir, hınç ve sıkıntıdan sıyıran bir kapıdır, bu zehirlerden kurtaran şey- şiirdir. Şiir her yerde- çevremizde, sevgimizde, kin ve nefrette, gözle görünen ve görünmeyen güzelliklerde şiir var. iMaddi ve manevi hayatın her yeri şiir doludur. Güneş ve hava gibi gerekli, eğer her yeri şiir olsaydı, savaşlar olmazdı".

Avrupalı düşüncelerle yetişmş bir şaire, Elisaveta Bagryana ile beraber Bulgar edebiyatının 20. asır dönemine damgasını vuran iki önemli isim. Rusya göçmeni Petır Gabe'nin kızı. Varna'da 1903 yılında liseyi bitirir, Sofya üniversitesinde doğa bilimlerini bitirir. Edebiyattan etkilendiği için, fen bilimlerinden edebiyata geçer. Cenevre ve Grenobel'de Fransız filolojisi okur. Bununla beraber şiirlerini "Misıl", "Demokratiçeski pregled", "Novo obştestvo" dergilerinde yayınlar. 

Dora Gabe edebiyat hayatında büyük Bulgar yazarı Peyo Yavorov'un himayesinde yetişir. Yavorov "Siz şair olmak için doğdunuz" diyerek, lisedeki şiirlerine bile hayranlık duyduğunu ifade eder. Dora Gabe Sofya'da şair Elisaveta Bagryana ile beraber yaşar. Yıllar içinde sıkı dostlukları olur, yıllar sonra Dora şunu itiraf eder: "İnsanın tek büyük aşka ihtiyacı var. Ben bütün ömrüm boyunca sadece Yavorov'u sevdim". 

„Bir gün şair Katya Nençeva, gel beraber Halk Kütüphanesine gidelim, Yavorov ikimizi davet ediyor, dedi. O zamanlar Yavorov kütüphanenin sekreteriydi. Nençeva, benden saklı olarak Yavorov'a benim karalama defterlerimi ve şiirlerimi götürdüğünü itiraf etti. Yavorov incelemiş eserlerimi, umut var, diyerek, gelsin tanışalım demiş. Gittik. "Sizi bekliyordum" deyince, çok şaşırdım. Yavorov beni bekliyor. Yavorov'un gençlik yıllarımdan beri eserlerime bıraktığı etki, benim bundan sonraki edebiyatımın tarzını belirledi, derin izler bıraktı. Çocuk şiirlerimde olduğu gibi, diğer eserlerimde de uzun ifadelerden kaçınmak, kısa ve öz yazmayı ondan öğrendim. Yavorov'a teşekkürlerimi ifade etmek için bir ömür yetmez".

Hayatının diğer önemli erkeği, edebiyat eleştirmeni Boyan Penev olur. İlk şiir kitabı "Temenugi" kitabını düzenleyen kişi olur. Daha sonra Dora Gabe onunla evlenir. 1911 yılında 1932 yılına kadar Gabe Polonya, Almanya, İsviçre, Avusturya, Çekya, Fransa, İngiltere gibi yerlerde, yurtdışında kalır. Dora Gabe ömrünün sonuna kadar Çekçe, Rusça, Fransızca ve Yunanca'da şiirler tercüme eder. Dora Gabe'nin çocuk edebiyatı da çok önemli izler bırakır. 1921 yılında çocuklar için yazmaya başlar. Günümüze kadar Dora Gabe'nin çocuk eserleri Bulgar edebiyatının en köklü klasiği haline gelir. 

Türkçesi: Sevda Dükkancı


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Filip Dimitrov hükümeti

1992 yılı-Filip Dimitrov az bir farkla, ancak ebedi olarak Başbakan kaldı

“Görevimiz, Bulgaristan’ı mükemmel değil, normal bir ülke durumuna getirmek. Her insan normal bir dünyada yaşama hakkına sahip, öyle ki, devlet onu boğazlamasın, işini belirlemesin, görüş açısını belirlemesin ve nasıl yaşayacağına dair fikir vermesin...

Eklenme 12.07.2015 09:35

1991 yılı- Elisaveta Bagryana- ebedi ve eşsiz

Güzel, akıllı, yetenekli ve biraz da ekzotik Elisaveta Bagryana, genelde erkeklerden oluşan Bulgar kültür camiasında bir yıldızı gibi parladı. Duygusal, hassas ve narin yapısına rağmen, Bagryana oldukça güçlü çıkar, kendini kanıtlama ve benimsetme..

Eklenme 04.07.2015 08:10

1990 yılı- Zaman bizim mi?

'Umut, inanç, aşk zamanı. Ve akılsızlık.O dönemde Bağımzıs üniversiteliler dernekleri ve 'Ekoglasnost'üyesi Petko Kovaçev işte öyle niteliyor 90’lı yılların başlarını. Olaylar bir sel gibi geliyor. Devlet Konseyi dağıtılıyor, develet iflas ediyor, üç..

Eklenme 01.07.2015 10:30