Çabuk uyum sağlayan Bulgaristan vatandaşları dünyanın her yerinde yaşayıp çalışabilirler. Ancak bu, soydaşlarıyla doğrudan temas kurma, Bulgarca bir kitaba ya da Bulgar gıdasına erişimleri olmasına bakılmaksızın, ‘kayıp’ anavatanlarına karşı özlemlerini gidermez.
Güney İtalya’da yaşayan soydaşımız Margarita Lazarova’nın da kalıcı bir özlemi var. Muhasebeci olarak işini kaybettiği için şekli yüzünden ‘Çizme’ olarak anılan İtalya’ya ilk önce ayağı kısa süre için basan kadın orada tam 20 yıl kalıyor. Anavatanıyla bağlarını bugüne kadar kesmiş değil. Apenin Yarımadası’nda yaşayan Bulgaristan vatandaşları ile temas kurmayı sever. Onların önemli bir kısmının Bulgaristan’daki yakın ve akrabalarına yardımcı olmak ve geçimlerini kolaylaştırmak üzere orada bulunduklarını söylüyor. Sözlerine göre İtalya’daki soydaşlarıımız diğer yabancılardan dürüstlüğüyle, çalışkanlığı, mütevaziliğı ve empatisiyle farklanır.
Şöyle diyor Margarita:"Yurt dışındaki soydaşımız en çok Bulgarca konuşmayı özler.“Çocukluğunda yarattığı masalımsı öyküleri kağıda aktarmaya başlamış. On yıl sonra ‘Tropço ve Konuşan kulak’ başlıklı çocuk kitabı doğar. Masallarına ait güzel resimler, kahramanlarını onun tasvir ettiği gibi resmeden genç ressam Veselin Çakırov’un fırçası altından çıkmıştır.
Devamla şunları belirtiyor:"Küçük masal kitabımın ön kapağında eşek koşulan küçük bir öküz arabasında bir çocukla kanatları resimli özgün Bulgar arabası gösterilmiştir. Bunlar, bizi eski zamanlara döndüren masallar. Masallar aracılığıyla Bulgarın kökenlerine, iyilik ve dürüstlüğüne dönmek istiyordum. Genç insanlarımızın buna ihtiyaçları var. Nostaljik bir anımda yazmaya sarıldım. Hiçbirinin inanası gelmiyordu ama bu kitapçık beğenilip dünyayı dolaştı. İngiltere, ABD, Almanya, bütün Avrupa’daki küçük çocuklarımıza ulaştı. Bu beni mutlu ediyor! Varsın insanlar anadillerinde kitap okusunlar. Yakın bir zaman sonra ikinci masal kitabım çıkacak. Öte yandan buradaki göçmenlerimizin sık sık saklı kalan güçlük ve sıkıntılarını dile getiren öykülerimi de dile getiriyorum."
Margarita, yurt dışında karşılaştığı soydaşlarımızın kendilerini kanıtlamaları gerektiğini bildiklerini, bunun için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını ileri sürerken şunları belirtiyor:
"Bazı insanların yurt dışında bolluk olduğunu ve daha iyi yaşam sürülebileceğini iddia ediyor olmalarına rağmen bu böyle değil. Nostalji nereye gidersek gidelim bize eşlik edecek. Bunun için biz, Bulgaristan vatandaşları bir araya gelip konuşuyor, beraber bayram ediyoruz. Burada hepimizin ortak kaderi var. Yakın bir zaman önce azınlıklardan bir ailenin çocuğu üniversiteye giriş sınavını kazandı. Bu, Bulgaristanlı bir çocuğun başarısı olduğu için ailesinin sevincini hepimiz paylaştık. Bizden birinin felaket yaşaması halinde hepimiz yardımına koşarız. Bu bizi büyük bir dereceye kadar ayakta tutar."
Fotoğraflar: facebook/ Приказките-на-баба-Литка
Çeviri: Neli Dimitrova
Bulgaristan’ın 1 Ocak 2007 tarihinde Avrupa Birliği’ne katılması ile ülke vatandaşlarının Birlik üyesi diğer devletlerde çalışmaları ile ilgili birçok yeni imkanın doğması üzerine bu fırsattan yararlanan birçok kişi oldu. Peki, emeklilik hakkının..
Rusya'da yaşanan terör saldırısının sonuçları tüm Avrupa'da yankılanıyor.22 Mart'ta Moskova'nın "Crocus City Hall" adlı konser salonuna düzenlenen ve 140'tan fazla kişinin hayatını kaybettiği silahlı saldırıda, Avrupa'da son on yılın ortasında..
31 Mart ’ta Bulgaristan ve Romanya, hava ve deniz yolu ile Schengen Bölgesine katıldı . Avrupa Birliği’nin en büyük kazanımlarından biri olan ve iç sınırlarda hudut kontrolü uygulanmayan serbest dolaşım alanına tam üyelik yolunda iki ülkenin..
Tsarevets köyünde eski gelenekler bir kez daha canlandırılacak. 27 Nisan Cumartesi günü Mezdra’ya bağlı köyde 3.sü düzenlenen “Sabun Festivali”..
“Ne ekersen onu biçersin” denilen bir atasözü vardır. Bahar mevsimi ise ekim zamanıdır. Yılın bu döneminde Sevlievo şehri, uzun zamandır Bulgaristan..