Önce "Türk- Bulgar Kadınları Dostluk Derneği”nin atölyesini ziyaret ediyor ve mikrofonu dernek başkanı bayan Sevinç Karaoğlan`a uzatıyoruz.Ardından şöyle bir atölyeleri gezelim dedik ve bir alanda çocukların kağıttan figürler yaptıklarını gördük. Atölyede çocuklara yardımcı olan ve aynı zamanda da organizatörlerden biri Anastasiya Velinova şunları anlattı:
"Bizim standımızda kağıttan hayvan figürleri yapılıyor. Aynı zamanda da yelpazeler de yapıyoruz. Buradaki ana fikir, çocukların önce resmini yapıp daha sonra kesip ve figürün farklı parçalarını yapıştırmak, diğer fikir ise hazır boyanmış kağıt parçalarının farklı bölümlerini bir araya getirmekten ibarettir. Bizler de yardımcı oluyoruz, fakat gördüğünüz gibi çocuklar makaz, yapıştırıcı, farklı kağıtlarla çalışmayaı öğreniyorlar. Buraya ilgi çok fazla. Ben bu panayıra ilke defa katılıyorum. Burada yeteneğini sergilemek isteyen çok fazla çocuk var. Bence herkes mutlu.“
Sırada 1 Haziran çocuk bayramı coşkusunu yaşayan çocuklar var. Bir güzel ağaç altında çocuklar satranç oynuyorlar. Hayli meşgül görünüyorlar. Ben de mikrofonumu en yakınımda oturan kıza uzatıyorum. Sorduğum sorular üzerine şu cevapları alıyorum:
“İsmim Darina. Bugün Çocuk Bayramı. Ben satranç oynuyorum ve santranç benim için en zevkli oyunlardan bir tanesi. Buraya hem çocuk bayramına katılmak, hem de arkadaşım Michel ile görüşmek için geldim.onunla satranç dışında futbol oynamayı da çok seviyoruz. Tüm çocuklara bugünün tadını çıkarmalarını, hayata sevinçle ve gülümsemeyle bakmalarını diliyorum, çünkü hayat çok kısa.“
Darina ile sohbetimize kulak misafiri olan babası “Bu geleceğin Bulgaristan Cumhurbaşkanı” ifadesini kullandı. Bizler de “küçük cumhurbaşkanımızı” alkışlarla uğurluyor ve şarkımız armağan ediyoruz:
Yüzlerce, binlerce çiçek misali çocuk arasında, başka küçük bir çocuğu keşfediyoruz ve sohbete başlıyoruz:
“Adım Matü, Bugün Çocuk bayramı nedeniyle buradayım. Henüz hediye almadım , ama bekliyorum. İstediğim de “Lego Ninjago “ oyuncak takımı. Şu anda su pet şişesinden uçak yapıyorum. Su şişesine önceden hazırladığımız bir kağıt şablonu yapıştıracağız ve kanat takacağız. Aynı zamanda bu kağıt da biraz canavara benziyor. Pet şişelerin bu şekilde değerlendirilmesinde bir anlam gizli- doğayı koruyalım ve kirletmeyelim. Tüm çocuklara doğayı koruma çağrısında bulunurken hatırlatıyorun doğa var oldukça bizler de var olacağız”
Katalina`yı bir resim atölyesinde keşfediyoruz ve o çalışırken bizler de sorularımızı soruyoruz. Aldığımız cevaplar o denli ilginç:
“Benim adım Katalina. Ben şu anda tilki resmini taşıyan bir taç yapıyorum, çünkü tilki benim en sevdiğim hayvandır. 1 Haziran Dünya Çocuk Günü nedeniyle bir balerin bebek hediyesi aldım. Tüm çocuklara neşeli ve mutlu olmalarını diliyorum. Bu tacı ise en yakın arkadaşım Mariya Kostova’ya hediye edeceğim. Onun için ise ayı resmini seçtim.“
Bizler de çocuklarla birlikte 1 Haziran Çocuk bayramı heyecanını yaşadık. Çocukların mutlu gülümsemelerine, sevinçlerine şahit olduk. Çünkü “1 Haziranda çocuklar Sofya`da çiçek açtı!“
Bulgaristan’da Türklere yönelik dönemin Komünist Partisi yönetimin başladığı ve “soya dönüş”olarak tabir ettiği isim değiştirme süreci Türklerin direnişi ve isyanına yol açtı. Zorunlu isim değiştirme uygulaması, 1984 yılının 23 Aralık’ı 24 Aralık’a..
Beşar Esad rejiminin devrilmesinden bu yana AB'de şu ana kadar Suriye konusunda hakim olan tutum, temkinli iyimserlikten ibarettir. AB’deki politikacıların çoğu, El Kaide ve İslam Devleti'ne yakınlıkları nedeniyle “Heyet..
Noel Yortusu sabahı, Hazreti İsa’nın doğduğuna dair sevinçli haber dünyanın her bir noktasına yayılır ve bu özel güne yakışır özel ritüeller gerçekleştirilir. Bulgarları Noel Arifesinde sofranın etrafına toplayan sessiz ve kutsal gecenin..
Noel Yortusu sabahı, Hazreti İsa’nın doğduğuna dair sevinçli haber dünyanın her bir noktasına yayılır ve bu özel güne yakışır özel ritüeller..
Bulgaristan’da Türklere yönelik dönemin Komünist Partisi yönetimin başladığı ve “soya dönüş”olarak tabir ettiği isim değiştirme süreci Türklerin direnişi..
Beşar Esad rejiminin devrilmesinden bu yana AB'de şu ana kadar Suriye konusunda hakim olan tutum, temkinli iyimserlikten ibarettir...