Boris Tueçki dağcılıkla 30 yaşındayken uğraşmaya başlar. “Biraz geç başladım, gece okuyordum, çalışıyordum…Dinlenceye ihtiyacım vardı ve dağlara binmeye başladım” diye anlatıyor. Günümüzde 88 yaşında, Avrupa ve Asya’da bir çok tepeden gördüğü güzelliklerin hatıraları ile yaşıyor: Himallayalar’daki Ayland, Alpler’in dik Metterhorn ve Mont Blanc tepeleri, Kafkasya’daki Elbrus… Bulgar Turizm Birliğinin bronz, gümüş ve altın madalyasına sahip.1984 yılında o zaman 54 yaşındayken Everest’e yapılan Bulgar seferine katılır. O zaman bir Bulgar Hristo Prodanov tek başına ve oksijensiz gezegenin en yüksek tepesine ayak bastı ve ebediyen buzun kucağında kaldı.
Boris Tueçki anlatıyor: “Ben sefer grubunda değildim. Orada gençlerdi. Ben, başka bir dağcı ile yardım etme kararı verdik ve daha geç katıldık. Tam vardığımız günde Hristo Prodanov tepeye tırmanıyordu ve büyük coşku vardı. Bulgaristan bayrağını taşımadığından dolayı Sovyet bayrağından bir parça koparmıştı. Dönerken artık saat 6 olmuştu. Yukarıya doğru sırt çantasını bir yerde bırakmış ancak dönüşte ona ulaşamıyor. Karanlık basıyor ve bir yerde gecelemeye mecbur kalıyor. Daha ötesini biliyorsunuz. Dağcı olarak Hristo Prodanov aramızda en iyisiydi."
Boris Tueçki için bir başka unutulmaz tırmanma 1974 yılında olur. O zaman Türkiye’deki Ararat tepesine yapılan seferin yöneticisidir. Nuh’un gemisi efsanesiyle ünlü tepeye ulaşan ilk Bulgarlar oluyorlar. “Aleko”dağcılık kulübü tarafından örgütlenen sefere 7 kişi katılıyor. Tueçki dünyanın güzelliklerini fotoğraflarda muhafaza ediyor ve foto sergilere sunuyor:
“ Çok gezdim Alpleri , Kafkasları, Pamir dağını. Ancak benim için Bulgaristan en güzel ülkedir - tabiat olarak . Maalesef bizde insanlar doğaya yeteri kadar değer vermiyor. Avusturya, İsviçre’ye bakarsak örneğin orada düzen var, temizlik, koruyorlar, dağlara saygı duyuyorlar ve seviyorlar.”
Tueçki günümüzde de dur durak bilmez. Kışta karda hem dağda. Her hafta sonu Kara tepeye biner. Kışın kayak ile iner. Son yıllarda "Rila mucizesini yaratan" haç yolculuğunun önderi. 2010 yılında başlayan girişimin örgütleyicisi "Aziz Kliment Ohridski" Sofya Üniversitesinin İlahiyat Fakültesidir. Her yıl Ağustos ayında bir çok Hıristiyan Sofya’dan Vitoşa ,Verila, Rila dağlarını Yedi Rila Gölünden geçerek Bulgaristan’ın gökyüzü koruyucusu Az. İvan Rilski’nin adını taşıyan Rila Manastırına ulaşırlar.
Çeviri: Müjgan Baharova
Fotoğraflar: özel arşiv
Babyak sakinleri, doğal güzellikleri ve sunduğu iyi yaşam şartlarından dolayı köye “Rodoplar’ın küçük İsviçresi” derler. Bulgaristan’ın birçok köyü ücra ve ıssız olurken Babyak, imrenilecek bir yerleşim birimidir. Yerli insanlar köyü terketmek..
Turizmciler, kayak sezonunun başarılı olacağı konusunda hemfikir. En azından şimdilik yoğun olan kar yağışı ve kayak merkezlerindeki rezervasyon durumu, iyimserliğe vesile veriyor. Turizmde Analizler ve Değerlendirme Enstitüsü tahminlerine..
Dağ Arama ve Kurtarma Dairesi önümüzdeki birkaç gün içinde dağlarda çığ oluşma riski olduğu konusunda uyardı . Dağların sadece alt kesimlerinde turizme uygun koşulların olduğu anlaşıldı. Dağ Arama ve Kurtarma ekipleri, “Turistler..
BNR'ye konuşan uzman Konstantin Zankov, “Yaklaşan Paskalya, 2019'dan sonra Bulgaristan turizmi için rekora imza atması bekleniyor” dedi. 1..