Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Hayvanlara yönelik şiddetle ilgili insanlarda farkındalık artarken kuruluşların çalışmaları gereken düzeyde değil

Bulgaristan, hayvanların korunmasına ilişkin yasa getiren AB'nin son ülkesi oldu. Yasanın 2008'de uygulamaya konulmasından 2 yıl sonra hayvanlara yönelik şiddet olayları, suç kapsamına alındı. Hayvanlara şiddet uygulayanlar, bundan kısa süre öncesine kadar idari ceza alırken artık hapis cezası tehlikesi ile karşı karşıya.

Hayvanların tamamen koruma altına alınmış olduğunu söyleyebileceğimiz gün uzak görünse de ülkemizde hayvanlara işkence uygulayan kişiler hakkında verilmiş bir dizi şartlı ve etkin mahkümiyet kararı var.

"Hayvanlara yönelik şiddet olayları ile ilgili bazı kuruluşların çalışmalarında ciddi ilerleme olsa da hala göz yummayı sürdürenler de yok değil" dedi "Dört pati" (Chetiri lapi) Vakfı temsilcisi Yavor Geçev ve devamla şunları belirtti:

Foto: BGNES"İçişleri Bakanlığı'nda, hayvanlara karşı işlenen suçların soruşturulması yönünde çalışma isteği var. Bu suçların önemsiz olmadığı bilinci de var. Çünkü hayvanlara yönelik şiddet zamanla insanlara yönelik şiddete dönüşür. Tam bu yüzden bu suçların sonuna kadar soruşturulması gerekiyor. İçişleri Bakanlığı en azından merkezi düzeyde mevzuatı uygulamaya ve etkin olmaya çalışırken örneğin Gıda Güvenliği Ajansı gibi diğer kuruluşlarda durum çok farklı. Kulağa ne kadar tuhaf gelse de Gıda Güvenliği Ajansı, Hayvanları Koruma Yasası'nın uygulanmasını denetleyen kontrol organıdır. Bizim deneyimimiz ve son birkaç ay içindeki gözlemlerimiz, Ajans'ın yasanın gerekli derecede uygulanması konusunda hiç te istekli olmadığını gösteriyor. Son iki yılda Ajans, kontrol organı olarak yükümlülüklerini kesinlikle yerine getirmiyor. Öte yandan Çevre ve Sular Bakanlığı ve bakanlığın bölge müfettişlikleri var. Onlarla daha iyi çalışıyoruz. Özellikle kaçak av, korumalı hayvan türleri ve yabani hayvanlarla suistimal olaylarının soruşturulmasında daha iyi sonuçlar alınıyor" diyen Yavor Geçev, hayvanlara yönelik şiddet ihbarlarında artış izlendiğine dikkat çekti.

"Büyük sayıda insan bu olaylar karşısında sessiz kalmayı tercih eder. Kuruluşlara güvenmedikleri için ihbarda bulunmayanlar var. Ama ihbarların artması, hayvanlara karşı şiddet olaylarının arttığı anlamına gelmez, şiddete tanıklık eden insanın polise haber vermesi gerektiği anlayışı ve bilincinin daha yaygın hale geldiği anlamına geliyor. Vatandaşlarda bu olaylar karşısında tahammülsüzlük var ve İçişleri Bakanlığı tarafından harcanan çabalarla birlikte bunun iyi sonuçlar vereceğine inanıyoruz."

Maalesef ülkedeki hayvanat bahçelerinin çoğunda bile hayvanlara insanlık dışı muameleler uygulanıyor. Örneğin Razgrad Hayvanat Bahçesi'nde.

"Razgrad Hayvanat Bahçesi, durumun içler acısı olduğu yerlerden biridir. Küstendil'deki hayvanat bahçesi hakkında da aynısını söylemek mümkün. Razgrad'da en azından aslanların sayısını azaltabildik. Çiftleşmelerine son verebildik, çünkü bu konuda orada suç teşkil edecek şekilde ihmalkar bir tutum sergileniyordu. Yakın akraba olan aslanların çiftleşmesine müsaade ediliyordu. Daha yaşlı aslan çiftini oradan çıkardık. Şimdi Razgrad'da sadece iki genç aslan kaldı. Alanları daha geniş olduğu için yaşamları biraz da olsa iyi yönde değişti. Tabii durum gerekenden çok uzak. Burada yine kontrol organlarının çalışmalarındaki eksikliklere dönüyoruz, bu hayvanat bahçesinin bu şekli ile var olmasına müsaade eden kontrol organlarıdır."

"Şumen Hayvanat Bahçesi'nde durumun daha iyi olduğunu söylemek zor, fakat Şumen'de en azından bir hareket var. Bir proje hazırlandı ve yavaş yavaş uygulanıyor. Ayrıca Şumen'de hayvanlarla ilgili bu kadar çok sorun yok. Aslanlar, iri yırtıcı hayvanlar yok. Dolayısıyla durum örneğin Küstendil'de olduğu kadar vahim değil. Küstendil'de ayılar da, aslan da, bir dişi kaplan da var. İnanın bu hayvanlar, skandal derecesine varan kötü şartlar altında yaşıyor" diyor "Dört Pati" Vakfı temsilcisi ve bu durumun nereden kaynaklandığı sorusu üzerine şu cevabı veriyor:

"Hayvanat bahçelerinin çoğu, belediyelerin mülkiyetinde olup belediyeler tarafından yönetiliyor. Belediye başkanları bir yandan şehirde hayvanat bahçesinin olması için can atarken diğer yandan gerekli kaynakları ayırmıyorlar. Ölüm kampı andırsa bile hayvanat bahçesinin olmasını şeref meselesi olarak görüyorlar. Oysa hayvanat bahçelerinin varoluş anlamı ve amacına ilişkin bu yanlış algı, bütün bu problemlerin temelinde yatıyor" diye noktaladı sözlerini Yavor Geçev.

Yazı: Miglena Stoyanova
Çeviri: Tanya Blagova


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Sevlievo’da “Bulgar Tohumu” Festivalinin 10.su yapılıyor

“Ne ekersen onu biçersin” denilen bir atasözü vardır. Bahar mevsimi ise ekim zamanıdır. Yılın bu döneminde Sevlievo şehri, uzun zamandır Bulgaristan halkının tarım geleneklerine adanan ve büyük ilgi uyandıran bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır...

Eklenme 27.04.2024 09:05

Mezdra’ya bağlı Tsarevets köyünde eski teknoloji ile ev yapımı sabun üretimi devam ediyor

Tsarevets köyünde eski gelenekler bir kez daha canlandırılacak.  27 Nisan Cumartesi günü Mezdra’ya bağlı köyde 3.sü düzenlenen “Sabun Festivali” etkinliğinde nesilden nesile aktarılan yerel bir gelenek sergilenecek. Tsarevets halkı için..

Eklenme 27.04.2024 08:46

Vatandaşların yüzde 60’ından fazlası asgari geçim tutarı altında gelir alıyor

Bulgaristan Bağımsız Sendikalar Konfederasyonu KNSB nezdindeki Sosyal ve Sendikal Araştırmalar Enstitüsü tarafından son üç aylık dönemde ülkedeki gelir ve fiyat verilerine ilişkin açıklanan analizde belirtildiği üzere çalışan ve tek kişilik hanede..

Eklenme 25.04.2024 10:01