Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Sofya’da ilk Rakı Müzesi kapılarını açtı

2
Photo: rakiamuseum.bg

Rakı, “Balkanlar’ın kraliçesi” olarak bilinen bir içki türüdür. “ Rakının Arap dünyasından geldiğini, adının da Arapça “damıtılmış” anlamına gelen Arak teriminden kaynaklandığını söylemek mümkün” diyen ilk Rakı Müzesinin kurucusu İvaylo Jeglov, bir dizi Balkan ülkesi rakıyı kendi milli içkisi olarak görse de Bulgar rakısının benzerleri arasında ayrı bir yere sahip olduğunu öne sürdü.


Başkentin kalbinde bulunan ve kapılarını Eylül ayında açan Rakı Müzesi, yıl boyunca ziyaretçilere rakının kaynatılması, damıtılması ve tüketilmesi ile ilgili Bulgar geleneklerini yakından tanıma imkanını sunar.

Her ne kadar söz konusu alkollü içki olsa da müze fikri, İvaylo’nun çocukluk anılarından doğdu.

Annem Troyan tarafındandır. Yazları anne ve babam beni dedemin yanında bırakır, onunla birlikte erik toplamaya giderdik. Önce fermente olmaları için bir fıçıda beklettiği erikleri sonra ikimiz birlikte köy kazanına götürürdük. Yaz mevsiminin sonunda her akşam yatağa girerken buram buram cibre kokusunu alıyordum. Ninemin de “Tavukların verdiği yumurtalar bile rakı kokmaya başladı” dediğini hatırlıyorum” diyen İvaylo Jeglov, müzeyi kurarken çok renkli olan çocukluk anılarını canlandırmaya çalıştığını paylaştı.

Anlaşılan Troyan’a gidip yerli erik rakısını tatmamak, Roma’yı gidip Papa’yı görmemek sözü, boşuna söylenmiş değil.


Rakı Müzesi’nin daha giriş kısmında ziyaretçiyi mizah duygusu da katılarak geleneksel köy kıyafetleri giydirilen ve geçmişimizin bazı sembolleri ile süslenen büyük kuklalar karşılıyor. Aynı bölümde Bulgaristan topraklarında rakı yapımında kullanılan en eski kil çömleğin repliği de sergilenmiş durumda. Herkesçe bilinen bakır kazanı da teşhirde hakettiği yeri alıyor, yanında ise ticari üretim için kullanılan katlı damıtma kolonu maketi gözler önüne sergileniyor.


Müzenin duvarlarında piyasada çoktandır bulunmayan eski rakı markalarının rengi solmuş etiketleri ve yaz sezonu sonunda bayram yapar gibi köy kazanı etrafında toplanan köylülerin fotoğrafları asılı durumda. Vitrinlerde dizili olan boş şişeler ise kulaklara rakı masasında yapılan sohbetleri fısılar gibidir.

Müze kurucusunun sözlerine göre Bulgaristan topraklarında rakı yapımının tarihçesi, Osmanlı hakimiyetinden öncesine dayanır. İlk başta tıbbi amaçlarla yapılan alkolden, yara yıkamak ve masaj yapmak için kullanılan çeşitli tentürler elde edilirdi. Geçen yüzyılın 30’lu yıllarından sonra ise köylerde yaşayanlar arasında ev yapımı rakı yapımı, oldukça yaygın hale geldi. Düğün, vaftiz, asker gönderme ve cenaze gibi insanların hayatında önem taşıyan tüm güzel ve acı günler için içki bulundurmanın tek ve en ucuz yolu buydu çünkü.

Müzenin çıkışında bakır borucuklarından rakı yapım sürecinin başında elde edilen ve alkol derecesi en yüksek olan suma akan küçük bir şadırvan gören ziyaretçiler, sonra kendilerini hotel, restoran ve mağaza sözcüklerinin baş kısımlarından oluşan Horemag kelimesi ile tabir edilen bir mekanda bulur. 20. yüzyılın ortasında köylerde kurulmaya başlayan horemaglarda bir araya gelen insanlar, kadehlerden rakı yudumlarken politikayı tartışır, futboldan bahseder ve tabii dedikoduları da birbirleri ile paylaşırdı.


„Müzede her ziyaretçiye verilen sesli kılavuz, rakı kaynatma teknolojisini, rakının tarihçesini, bu içki ile ilgili komik şeyler ve nasıl içildiğini de anlatır. Çünkü bizde diğer halklara ve viski ile konyak gibi onlara has olan sert içkilere kıyasla rakı tamamen farklı usulde tüketilir. Bizim rakı aperitif olarak salata, etli veya sütlü meze, turşu ya da iştah açıcılarla içilir. Sofraya oturuken rakı ile başlar, akşam yemeğine sonar geçeriz. Dünyanın diğer yerlerinde ise tam tersi yapılır – alkol ana yemekten sonar tüketilir” diyor Sofya’daki Rakı Müzesinin kurucusu.

Rakı tarihçesi teşhirini gördükten sonra meraklı ziyaretçiler, bara oturup müzenin zengin koleksiyonunda yer alan rakı çeşidi degustasyonu yapabilir. Burada üzüm ve meyve rakısı türleri ve yıllanmış rakılar beğeniye sunulur. Çoğu Bulgaristan yapımı olsa da Yunan rakısı “çipuro” ve eşsiz Sırp rakısı “slivovitsa” gibi diğer Balkan ülkelerinin temsilcileri de var. “Burada Balkan çatışması diye bir şey yok” diyen İvaylo Jeglov, gülümseyerek Bulgar üzüm rakısının en iyi olduğunun herkesçe tanındığını da vurguladı.


Sadece Bulgaristan’da Kazanlık ve Karlovo bölgesinde yetişen güllerin mis kokusunu taşıyan gül rakısı çeşidini tatmak mümkün. Son dönemde kavun, karpuz ve saire ekzotik meyve türlerinden de rakı yapılmaya başladı. İvaylo’nun anlattığı gibi, yer mantarı ve safran rakısı yapma denemeleri de gayet güzel sonuçlar veriyor.

Rakımız, yabancılara biraz sert gelir. Armut ve ayva gibi meyveli türleri daha çok beğeniyorlar. Ayvayı bilmeyenler bile “mis kokuludur” diyorlar. Kızılcıklara gelince ise tam anlamı ile sürpriz oluyorlar”.


Müzede şöförlerin rakı tüketmeden farklı çeşitlerin kokusunu alabilecekleri özel bir aromaizatör var. Böylece şöförler bile buradan güzel izlenim ve anılarla ayrılır. Çünkü Rakı Müzesi’nin esas amacı, Bulgar rakısının dünyasaki elçisi olmaktır.

Yabancılara geleneğimiz ve sıvı mirasımızı gösterelim, İskoçyalılar viski ile, Karayip dünyası ise romla nasıl gurur duyuyorsa bizde gurulanalım istedik” diyen İvaylo, Bulgar rakısnın gerçekten eşsiz olduğunu ve gerçek kraliçe gibi saygı ve tat alarak tüketilmesi gerektiğini vurguladı.

İyi rakı nasıl tanınır diye soranlara ise cevabı gayet basit oldu:

Sabah kalkınca kafa sağlamsa akşam içilen rakı güzeldir demek”.

Röportaj  : Vesela Krasteva

Çeviri  : Tanya Blagova

Foto: Rakı Müzesi


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Galeri

Kategorideki diğer yazılar

Uzmanlar ülkemizdeki gastronomi turizmin geleceğini tartışacak

2024 yılında gastronomi ve Yiyecek ve İçecek F&B (Food and Beverage) endüstrisinin top eğilimleri nelerdir? Müşterilerin zevkleri nasıl değişiyor ve restorancılar ve aşçılar değişime hazır mı? Ve dahası- Bulgaristan nihayet küresel anlamda..

Eklenme 08.05.2024 05:35

Dağ turizmi için hava koşulları uygun değil

Dağ Kurtarma Servisi, dağlarda turizm koşullarının uygun olmadığını duyurcu. Yüksek kesimlerde yağmur ve sis var . 2 200 rakımlı yerlerde kar tabakası 5-10 cm ulaştı . Ulusal Meteoroloji ve Hidroloji Enstitüsü hava tahminlerine göre,..

Eklenme 04.05.2024 11:08

“Azize Anastasia” Adasında jübile sezonu Paskalya dalışı ile başlıyor

Karadeniz’de en çok ziyaret edilen yerlerden biri olan Burgas’a yakın “Azize Anastasia” tatil kompleksi, açılışınının 10. yılını kutluyor . Bu nedenle turizm sezonu bu sene 4 Mayıs’ta olmak üzere daha erken açılıyor. Açılış töreni, “Deniz..

Eklenme 04.05.2024 08:32